Oğuzhan bey, 2001 yılında değer yargıları farklıymış, şimdi farklı. Soot, NOx semantikte kaybolmayalım! 1900’ün başından beri dizel yakıt kullanılmakta. Motorda yanan yakıtın gazı dışarı verilmekte. Onca kanserden ölen kişinin kaçı dizel soot/ kurum dan kanser olmuş? Evet kesin kAnser yapıyordur, akciğer kanseri olmak için ne kadar dizel gazına maruz kalmak lazım? Anlaşılmayan şey şu: Burada belli bir eğitim seviyesinde olan insanlarız , oturup okuyoruz dpf nedir, soot nedir, nox nedir diye. Onca sene araba kullandım, daha bir kez dizel pompası veya katalitik konvertör ile ilgili bir şey okumak zorunda kalmadım. Mesleği onları tamir etmek olmayanlar dışında kimse okumamıştır. Bu DPF’yi yeni nesil dizel kullanan herkes biliyor. Bir çok aracın motorunda arızaya sebep oldu. Tamiri araba fiyatının yarısı kadar tutuyor. Bu DPF teknolojisi prematüre doğmuş bir teknoloji. Bir yerinde hata olmasa biz bugün bunları konuşuyor olmazdık. Bu hata ve hatanın kurbanlarının çektiklerinden birileri nemalanıyor. Bir sürü bilinmeyen olan bir konu. Bu açıdan bilim adamlarının yazdıklarının çoğu , zamanınca kilisenin sattığı cennet tapusundan farkı yok ciddiyet açısından. Bilime değil, bilim adamlarına bu kadar iman etmemek laZım. Konu ile alakasız ama bilim adamlarıyla alakalı popüler bir örmek vereyim: Dünyada hayvansal yağın kalp damarlarını tıkadığı ile ilgili bilimsel yayınların nerede ise tamamı kendisine tavşanlar üzerinde uygulanan bir deneyi dayanak almıştır. Tavşana tavuk yumurta sarısını bir şekilde yedirir bilim adamı. Tavşan yumurta sarısından aldığı kolestrol sonucu ölür. Buradan hayvansal kolesterolün zararı üzerine yüzbinlerce makale yazılır. Ya tavşan otcul hayvandır, metabolizması hayvansal yağ yemeye müsait değildir diyenleri sustururlar. Bunun sonucunda, margarin türevi yağları kutsayıp, tereyağı ve diğer hayvansal yağlar lanetlenir. Sofralardan yumurta kovulur, yerine mısır gevreği denen kimyasal ürünler gelir. Milyarlarca dolarlık yeni pazarlar açılır. Gerçek ortaya çıktığında, pardon deyip geçerler. Burada kimseyi kırmaya gerek yok, insanlar hovardalıktan değil, kendilerine dayatılan sorunlara mümkün olan en zararsız şekilde çözüm bulmaya çalışıyor. Sorun belli, dpf ve ona bağlı sorunların 70-80 binlere varan zarar verme riski! DPF’nin gerekliliği konusunda henüz gerçekler ortaya çıkmış değil. En azından bir tane adam göstersinler dizel kurumundan kanser olmuş, evet tamam diyelim. Bu zararı tüketici, devlet ve üretici karşılayalım. Ortada bir tane olmuş bir vaka yok! Olma ihtimali var denmekte, ama önlem olarak sundukları şey milyarlaca lira zarar vermiş durumda insanlara.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(09-04-2021, Saat: 21:32)BA61 demiş ki: Şu konuları okuduğumda canım sıkılıyor benim aracım da benzer sorunlar yaşatacak mı diye? Severek aldığım araçtan soğuyorum. Euro6’da da bu sık DPF sorunu olur mu acaba? Salgın sebebiyle, oldukça fazla trafikte kalıyorum. Hep de ağır trafik...
Rejenerasyon yaptığını nasıl anlıyorsunuz acaba? Kılavuzda bulamadım. Uzmanlarına sorular:
1- Rejenerasyon ihtiyacı olduğunu nasıl anlarım? 2- İhtiyaç halinde kendisi otomatik olarak mı rejenerasyona başlıyor? 3- Kendimiz yapıyorsak, rejenerasyonu nasıl yapmalıyım? Eski aracım Mazda’da 3vitesle 80km/sa yapınca devir 3.500 gibi oluyordu. Bu vites/hız veya devir üstünde 15dk sürmek yeterli oluyordu. Ama ihtiyaç halinde başta kendisi de rejenerasyon başlatıyordu ve bunu anlıyordum. Subaru’da da var mı böyle şeyler?
Bayılarak ocak ayında aldığım Outback’i sırf bu sorunu yaşamamak için Mazda CX-5/Forester benzinli ile değişmeyi düşünüyorum ciddi ciddi... Ama torkun gücü, hep cezbediyor beni!
Burak hocam sırf DPF ile ilgili yaşanan problemlerden dolayı bu araç satılıp daha düşük segment bir araç ya da modele geçmek bana çok anlamlı gelmiyor. Çözümü olmayan bir konu da değil ve ayrıca biraz bilinçli kullanımla size uzun yıllar hizmet eder. Şöyle haftada bir fırsat bulup çevre yoluna çıkın 15-20 km yüksek devirde kullanın hem siz rahatlayın hem de o rahatlasın.
Gün içi rotam öyle bir hal aldı ki, İstanbul’da boş sürüşü yapabileceğimiz tek yer olan 3. köprü otoyoluna çıkacak vakit kalmıyor. 55km öteye gidiyorum iş için; 2 saat sürüyor sabahları... Akşam da benzer süreler!
Korkum bu gün içi trafikte DPF sorunu yaşamak... Ama rejenerasyon olayını çözersem, dediğiniz gibi yapmaya çalışacağım. Yani vites fark etmeksizin, sadece >3.000 devir ile 5-10dk sürüş yeterli midir? Veya illa M’de mi olmalıyız bu iş için? D ile yapabilir mi araç rejenerasyonu?
Bir de amatör Subarucu sorusu... D->M geçişi oldukça zor geldi. Geçiş sırasında, vites topuzundaki mandala basmak mı gerekiyor Subaru’da?
(10-04-2021, Saat: 01:23)Nuri_Kongur demiş ki: Oğuzhan bey, 2001 yılında değer yargıları farklıymış, şimdi farklı. Soot, NOx semantikte kaybolmayalım! 1900’ün başından beri dizel yakıt kullanılmakta. Motorda yanan yakıtın gazı dışarı verilmekte. Onca kanserden ölen kişinin kaçı dizel soot/ kurum dan kanser olmuş? Evet kesin kAnser yapıyordur, akciğer kanseri olmak için ne kadar dizel gazına maruz kalmak lazım? Anlaşılmayan şey şu: Burada belli bir eğitim seviyesinde olan insanlarız , oturup okuyoruz dpf nedir, soot nedir, nox nedir diye. Onca sene araba kullandım, daha bir kez dizel pompası veya katalitik konvertör ile ilgili bir şey okumak zorunda kalmadım. Mesleği onları tamir etmek olmayanlar dışında kimse okumamıştır. Bu DPF’yi yeni nesil dizel kullanan herkes biliyor. Bir çok aracın motorunda arızaya sebep oldu. Tamiri araba fiyatının yarısı kadar tutuyor. Bu DPF teknolojisi prematüre doğmuş bir teknoloji. Bir yerinde hata olmasa biz bugün bunları konuşuyor olmazdık. Bu hata ve hatanın kurbanlarının çektiklerinden birileri nemalanıyor. Bir sürü bilinmeyen olan bir konu. Bu açıdan bilim adamlarının yazdıklarının çoğu , zamanınca kilisenin sattığı cennet tapusundan farkı yok ciddiyet açısından. Bilime değil, bilim adamlarına bu kadar iman etmemek laZım. Konu ile alakasız ama bilim adamlarıyla alakalı popüler bir örmek vereyim: Dünyada hayvansal yağın kalp damarlarını tıkadığı ile ilgili bilimsel yayınların nerede ise tamamı kendisine tavşanlar üzerinde uygulanan bir deneyi dayanak almıştır. Tavşana tavuk yumurta sarısını bir şekilde yedirir bilim adamı. Tavşan yumurta sarısından aldığı kolestrol sonucu ölür. Buradan hayvansal kolesterolün zararı üzerine yüzbinlerce makale yazılır. Ya tavşan otcul hayvandır, metabolizması hayvansal yağ yemeye müsait değildir diyenleri sustururlar. Bunun sonucunda, margarin türevi yağları kutsayıp, tereyağı ve diğer hayvansal yağlar lanetlenir. Sofralardan yumurta kovulur, yerine mısır gevreği denen kimyasal ürünler gelir. Milyarlarca dolarlık yeni pazarlar açılır. Gerçek ortaya çıktığında, pardon deyip geçerler. Burada kimseyi kırmaya gerek yok, insanlar hovardalıktan değil, kendilerine dayatılan sorunlara mümkün olan en zararsız şekilde çözüm bulmaya çalışıyor. Sorun belli, dpf ve ona bağlı sorunların 70-80 binlere varan zarar verme riski! DPF’nin gerekliliği konusunda henüz gerçekler ortaya çıkmış değil. En azından bir tane adam göstersinler dizel kurumundan kanser olmuş, evet tamam diyelim. Bu zararı tüketici, devlet ve üretici karşılayalım. Ortada bir tane olmuş bir vaka yok! Olma ihtimali var denmekte, ama önlem olarak sundukları şey milyarlaca lira zarar vermiş durumda insanlara.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben kimseyi zorlayamam. Inanip inanmamak size kalmis. Zamaninda sigaranin da zararsiz oldugu dusunuluyordu, eroin de eczanelerde satiliyordu. Dedigim gibi inanip inanmamak sizin ozgur iradenizdir. Ben soyledim benden cikti
Sent from my iPhone using Tapatalk
(10-04-2021, Saat: 01:23)BA61 demiş ki:
(09-04-2021, Saat: 21:53)bahcekapiliyavuz demiş ki: Burak hocam sırf DPF ile ilgili yaşanan problemlerden dolayı bu araç satılıp daha düşük segment bir araç ya da modele geçmek bana çok anlamlı gelmiyor. Çözümü olmayan bir konu da değil ve ayrıca biraz bilinçli kullanımla size uzun yıllar hizmet eder. Şöyle haftada bir fırsat bulup çevre yoluna çıkın 15-20 km yüksek devirde kullanın hem siz rahatlayın hem de o rahatlasın.
Gün içi rotam öyle bir hal aldı ki, İstanbul’da boş sürüşü yapabileceğimiz tek yer olan 3. köprü otoyoluna çıkacak vakit kalmıyor. 55km öteye gidiyorum iş için; 2 saat sürüyor sabahları... Akşam da benzer süreler!
Korkum bu gün içi trafikte DPF sorunu yaşamak... Ama rejenerasyon olayını çözersem, dediğiniz gibi yapmaya çalışacağım. Yani vites fark etmeksizin, sadece >3.000 devir ile 5-10dk sürüş yeterli midir? Veya illa M’de mi olmalıyız bu iş için? D ile yapabilir mi araç rejenerasyonu?
Bir de amatör Subarucu sorusu... D->M geçişi oldukça zor geldi. Geçiş sırasında, vites topuzundaki mandala basmak mı gerekiyor Subaru’da?
Burak Bey, OBD cihazi uzerinden telefonunuzu araca baglarsaniz rejenerasyon ile alakali tum sureci gercek zamanli gorebilirsiniz.
Burak bey, motor devrinizi 2100-2500 devir aralığında tutmaya çalışın. Bu kurum/katran oluşumunu baya engeller. Sensörlerin doğru değer ölçmesi , yakıtın verimli yanmasını sağlayacaktır. Dizel benzinli fark etmeden sensörleri arada bir temizlemek uzun vadede bir çok arızaya engel olacaktır. Yağ değişiminden yağ değişimine kaliteli bir enjektör temizleme solisyonunu deponuza ekleyin bu da faydalıdır. Enjektör temizleyici sadece enjektörleri temizlemez, depoyu da temizler. Kafanız rahat olsun bizim araçların motorları kolay kolay arıza vermiyor. Euro 4’teki kısmi fiyasko, Euro 5’teki DPF kaynaklı yağ seyrelmesi ve krank kırması münferit de olsa insanların gözünü korkuttu. Aracı ve motoru tanıdıkça içiniz daha rahat edecektir. Subaru kullanıcısının zihin kanallarını açıyor, ben Subaru hakkında okudukça, seat aracımın yıllardır var olan MAF sensörü problemini çözdüm
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(10-04-2021, Saat: 01:28)oguzhaneren demiş ki:
(10-04-2021, Saat: 01:23)Nuri_Kongur demiş ki: Oğuzhan bey, 2001 yılında değer yargıları farklıymış, şimdi farklı. Soot, NOx semantikte kaybolmayalım! 1900’ün başından beri dizel yakıt kullanılmakta. Motorda yanan yakıtın gazı dışarı verilmekte. Onca kanserden ölen kişinin kaçı dizel soot/ kurum dan kanser olmuş? Evet kesin kAnser yapıyordur, akciğer kanseri olmak için ne kadar dizel gazına maruz kalmak lazım? Anlaşılmayan şey şu: Burada belli bir eğitim seviyesinde olan insanlarız , oturup okuyoruz dpf nedir, soot nedir, nox nedir diye. Onca sene araba kullandım, daha bir kez dizel pompası veya katalitik konvertör ile ilgili bir şey okumak zorunda kalmadım. Mesleği onları tamir etmek olmayanlar dışında kimse okumamıştır. Bu DPF’yi yeni nesil dizel kullanan herkes biliyor. Bir çok aracın motorunda arızaya sebep oldu. Tamiri araba fiyatının yarısı kadar tutuyor. Bu DPF teknolojisi prematüre doğmuş bir teknoloji. Bir yerinde hata olmasa biz bugün bunları konuşuyor olmazdık. Bu hata ve hatanın kurbanlarının çektiklerinden birileri nemalanıyor. Bir sürü bilinmeyen olan bir konu. Bu açıdan bilim adamlarının yazdıklarının çoğu , zamanınca kilisenin sattığı cennet tapusundan farkı yok ciddiyet açısından. Bilime değil, bilim adamlarına bu kadar iman etmemek laZım. Konu ile alakasız ama bilim adamlarıyla alakalı popüler bir örmek vereyim: Dünyada hayvansal yağın kalp damarlarını tıkadığı ile ilgili bilimsel yayınların nerede ise tamamı kendisine tavşanlar üzerinde uygulanan bir deneyi dayanak almıştır. Tavşana tavuk yumurta sarısını bir şekilde yedirir bilim adamı. Tavşan yumurta sarısından aldığı kolestrol sonucu ölür. Buradan hayvansal kolesterolün zararı üzerine yüzbinlerce makale yazılır. Ya tavşan otcul hayvandır, metabolizması hayvansal yağ yemeye müsait değildir diyenleri sustururlar. Bunun sonucunda, margarin türevi yağları kutsayıp, tereyağı ve diğer hayvansal yağlar lanetlenir. Sofralardan yumurta kovulur, yerine mısır gevreği denen kimyasal ürünler gelir. Milyarlarca dolarlık yeni pazarlar açılır. Gerçek ortaya çıktığında, pardon deyip geçerler. Burada kimseyi kırmaya gerek yok, insanlar hovardalıktan değil, kendilerine dayatılan sorunlara mümkün olan en zararsız şekilde çözüm bulmaya çalışıyor. Sorun belli, dpf ve ona bağlı sorunların 70-80 binlere varan zarar verme riski! DPF’nin gerekliliği konusunda henüz gerçekler ortaya çıkmış değil. En azından bir tane adam göstersinler dizel kurumundan kanser olmuş, evet tamam diyelim. Bu zararı tüketici, devlet ve üretici karşılayalım. Ortada bir tane olmuş bir vaka yok! Olma ihtimali var denmekte, ama önlem olarak sundukları şey milyarlaca lira zarar vermiş durumda insanlara.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben kimseyi zorlayamam. Inanip inanmamak size kalmis. Zamaninda sigaranin da zararsiz oldugu dusunuluyordu, eroin de eczanelerde satiliyordu. Dedigim gibi inanip inanmamak sizin ozgur iradenizdir. Ben soyledim benden cikti
Sent from my iPhone using Tapatalk
(10-04-2021, Saat: 01:23)BA61 demiş ki: Gün içi rotam öyle bir hal aldı ki, İstanbul’da boş sürüşü yapabileceğimiz tek yer olan 3. köprü otoyoluna çıkacak vakit kalmıyor. 55km öteye gidiyorum iş için; 2 saat sürüyor sabahları... Akşam da benzer süreler!
Korkum bu gün içi trafikte DPF sorunu yaşamak... Ama rejenerasyon olayını çözersem, dediğiniz gibi yapmaya çalışacağım. Yani vites fark etmeksizin, sadece >3.000 devir ile 5-10dk sürüş yeterli midir? Veya illa M’de mi olmalıyız bu iş için? D ile yapabilir mi araç rejenerasyonu?
Bir de amatör Subarucu sorusu... D->M geçişi oldukça zor geldi. Geçiş sırasında, vites topuzundaki mandala basmak mı gerekiyor Subaru’da?
Burak Bey, OBD cihazi uzerinden telefonunuzu araca baglarsaniz rejenerasyon ile alakali tum sureci gercek zamanli gorebilirsiniz.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Oğuzhan bey, o makalelerde yazanlara yemin etse başları ağrımaz yazarların. Sonuçta olma ihtimalinden bahsedip korku satıyorlar. Bu makalelerin gerçekliğini sorgulamak çok basit. D100 ve D130 karayollarına cepheli onbinlerce ev var. Hele Bizim Yahya Kaptan semti ve civar semtlerde oturanlar O4 otoyolunun altında kalmakta mevki olarak. Yani egzoz kurumları doğrudan o evlerin üstüne dökülmekte. Burada yaşayan yüzbinlerce insan arasındaki akciğer kanseri oranına bakmak lazım. Satılan korkuya göre, oradakiler her gün kan kusmaları lazım, adamlar senelerdir eski teknoloji araç egzoz dumanına maruz durumdalar. Kaç hasta var akciğer kanseri olmuş? Masa başında fantazi kurmaya gerek yok, o kadar makaleden bir tane bile kendi ülkelerinde bu verilere bakarak yazılmış makale bulamazsın. Ama yetkili servise gittiği halde yağ seyrelmesinden krank kırmış kullanıcı bu forumda var. Konu başlığıda yağ seyrelmesi. Bilime olan güvenimizi kaybetmeyelim, eyvallah, ama paketin içinden “bilim adamlarına kayıtsız şartsız iman etmek” çıkmasın.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(10-04-2021, Saat: 01:40)Nuri_Kongur demiş ki: Burak bey, motor devrinizi 2100-2500 devir aralığında tutmaya çalışın. Bu kurum/katran oluşumunu baya engeller. Sensörlerin doğru değer ölçmesi , yakıtın verimli yanmasını sağlayacaktır. Dizel benzinli fark etmeden sensörleri arada bir temizlemek uzun vadede bir çok arızaya engel olacaktır. Yağ değişiminden yağ değişimine kaliteli bir enjektör temizleme solisyonunu deponuza ekleyin bu da faydalıdır. Enjektör temizleyici sadece enjektörleri temizlemez, depoyu da temizler. Kafanız rahat olsun bizim araçların motorları kolay kolay arıza vermiyor. Euro 4’teki kısmi fiyasko, Euro 5’teki DPF kaynaklı yağ seyrelmesi ve krank kırması münferit de olsa insanların gözünü korkuttu. Aracı ve motoru tanıdıkça içiniz daha rahat edecektir. Subaru kullanıcısının zihin kanallarını açıyor, ben Subaru hakkında okudukça, seat aracımın yıllardır var olan MAF sensörü problemini çözdüm
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben kimseyi zorlayamam. Inanip inanmamak size kalmis. Zamaninda sigaranin da zararsiz oldugu dusunuluyordu, eroin de eczanelerde satiliyordu. Dedigim gibi inanip inanmamak sizin ozgur iradenizdir. Ben soyledim benden cikti
Sent from my iPhone using Tapatalk
Burak Bey, OBD cihazi uzerinden telefonunuzu araca baglarsaniz rejenerasyon ile alakali tum sureci gercek zamanli gorebilirsiniz.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Oğuzhan bey, o makalelerde yazanlara yemin etse başları ağrımaz yazarların. Sonuçta olma ihtimalinden bahsedip korku satıyorlar. Bu makalelerin gerçekliğini sorgulamak çok basit. D100 ve D130 karayollarına cepheli onbinlerce ev var. Hele Bizim Yahya Kaptan semti ve civar semtlerde oturanlar O4 otoyolunun altında kalmakta mevki olarak. Yani egzoz kurumları doğrudan o evlerin üstüne dökülmekte. Burada yaşayan yüzbinlerce insan arasındaki akciğer kanseri oranına bakmak lazım. Satılan korkuya göre, oradakiler her gün kan kusmaları lazım, adamlar senelerdir eski teknoloji araç egzoz dumanına maruz durumdalar. Kaç hasta var akciğer kanseri olmuş? Masa başında fantazi kurmaya gerek yok, o kadar makaleden bir tane bile kendi ülkelerinde bu verilere bakarak yazılmış makale bulamazsın. Ama yetkili servise gittiği halde yağ seyrelmesinden krank kırmış kullanıcı bu forumda var. Konu başlığıda yağ seyrelmesi. Bilime olan güvenimizi kaybetmeyelim, eyvallah, ama paketin içinden “bilim adamlarına kayıtsız şartsız iman etmek” çıkmasın.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Kayitsiz sartsiz asla bilim adamlarina iman etmek soz konusu degil hocam.
Adamlarin ellerinde aynen soylediginiz sartlarda yapilmis analizler var.
Masa basi calisan kisilerle acik kasa dizel arac kullanip dizel egsozuna maruz kalanlari karsilastirmislar.
Dizel egsozuna yakin olanlar kanser olmus maalesef. Daha dogrusu kanser olasiligi anlamli derecede yuksek cikmis. Sigara gibi yani.
Ben net arastirmalardan bahsediyorum. Soylediklerimi bunlarla destekliyorum.
Siz boyle bir baglantinin olmadigina dair uluslararasi saygin+hakemli dergilerde yayinlanmis kac tane makale gostereceksiniz soylediklerinize temel olarak?
Ben zararı yoktur demedim, demem de. Mangal dumanını bile yeterince solusam bırak kanseri , doğrudan ölürüm. Ama onlarca kez mangal yaptım, ölmeye yetecek kadar solumadım. Bu makalelerin varacağı yer sizin de yazdığınız gibi “olma ihtimali yüksek” korku satarlar. Halbuki çok basit, adrese dayalı akciğer kanseri vakasına baksalar yeter. İnsan ile ilgili bu tip araştırma yapmak zordur. O yüzden ne para, ne zaman ne de insan kaynağı yeter bu araştırmaya. Var olanı değerlendirmek lazım. Hastane kayıtlarından gidilir işe. Neyse Oğuzhan bey siz ikna olduğunuz bir makale paylaşın onu okuyalım. Ben zaten en baştan kabul ettim, yazdıklarına yemin etseler başları ağrımaz diye. Okuyucu olarak iddia ve kanıtların tutarlılığını sorgulamak bizim hakkımız.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(10-04-2021, Saat: 02:19)Nuri_Kongur demiş ki: Ben zararı yoktur demedim, demem de. Mangal dumanını bile yeterince solusam bırak kanseri , doğrudan ölürüm. Ama onlarca kez mangal yaptım, ölmeye yetecek kadar solumadım. Bu makalelerin varacağı yer sizin de yazdığınız gibi “olma ihtimali yüksek” korku satarlar. Halbuki çok basit, adrese dayalı akciğer kanseri vakasına baksalar yeter. İnsan ile ilgili bu tip araştırma yapmak zordur. O yüzden ne para, ne zaman ne de insan kaynağı yeter bu araştırmaya. Var olanı değerlendirmek lazım. Hastane kayıtlarından gidilir işe. Neyse Oğuzhan bey siz ikna olduğunuz bir makale paylaşın onu okuyalım. Ben zaten en baştan kabul ettim, yazdıklarına yemin etseler başları ağrımaz diye. Okuyucu olarak iddia ve kanıtların tutarlılığını sorgulamak bizim hakkımız.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Tabii ki hocam, memnuniyetle.
Hastaneye kayitlarina bakilmali dediniz.
Baktilar, makaleler var.
Insanlar uzerinde arastirma yapilmali dediniz.
Yaptilar, makaleler var.
Adreslere dayali analiz dediniz.
Onlardan da yuzlerce yaptilar
Bu arastirmalar, tam bahsettiginiz sekillerde 30 YILDIR yapiliyor.
Yargı bildiren kiplerin kesinlik dereceleri hakkında anlaşamayacağız: sarıdır, sarımtırak, sarı olabilir. Bu üç beyan aynı anlama sahip değildir. Neyse, aşağıda mangalda pişen et ile kanser arasındaki ilişkiyi inceleyen tonla makale var. Hem de hakemli dergilerde
Yumurta ile kalp krizi ilişkisini inceleyen makaleler de şurada
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr...gg+and+hea Bir tanesi 20 yıldır yumurtanın kalp krizini tetiklediği ile ilgili makaleler var diye başlamış yazısına. Demem o ki Oğuzbey, herşeyin fazlası zarar. Fazlanın miktarı ne? Bir kişi için ne kadar hava içinde partikül ve ne kadar süre mazur kalırsa fazla? Bunlar havada kalmış sorular. Şurası kesin, bu işten herkes nemalanmış. Araba üreticileri, parça üreticileri, hammadde üreticileri. Hepsinin parasını biz ödüyoruz. Onların piyasaya sürmeden önce yapması gereken mukavemet testlerinin parasını da biz ödüyoruz. Daha fazla ödemek istemeyenleri de kınıyoruz. Bu konu hakkında yazacaklarım bu kadar. Sadece merak, benim iki çocuğum var 15 ve 24 yaşlarında. Allah bağışlasın sizin çocuklar kaç yaşında?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(10-04-2021, Saat: 10:08)Nuri_Kongur demiş ki: Yargı bildiren kiplerin kesinlik dereceleri hakkında anlaşamayacağız: sarıdır, sarımtırak, sarı olabilir. Bu üç beyan aynı anlama sahip değildir. Neyse, aşağıda mangalda pişen et ile kanser arasındaki ilişkiyi inceleyen tonla makale var. Hem de hakemli dergilerde
Yumurta ile kalp krizi ilişkisini inceleyen makaleler de şurada
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr...gg+and+hea Bir tanesi 20 yıldır yumurtanın kalp krizini tetiklediği ile ilgili makaleler var diye başlamış yazısına. Demem o ki Oğuzbey, herşeyin fazlası zarar. Fazlanın miktarı ne? Bir kişi için ne kadar hava içinde partikül ve ne kadar süre mazur kalırsa fazla? Bunlar havada kalmış sorular. Şurası kesin, bu işten herkes nemalanmış. Araba üreticileri, parça üreticileri, hammadde üreticileri. Hepsinin parasını biz ödüyoruz. Onların piyasaya sürmeden önce yapması gereken mukavemet testlerinin parasını da biz ödüyoruz. Daha fazla ödemek istemeyenleri de kınıyoruz. Bu konu hakkında yazacaklarım bu kadar. Sadece merak, benim iki çocuğum var 15 ve 24 yaşlarında. Allah bağışlasın sizin çocuklar kaç yaşında?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Hocam, allah bagislasin. Benim de kucuk bir cocugum var. Komsularimizin da cocuklari var.
Soot denen partikulleri onlara solutmak istemiyorum. Vicdanim boyle soyluyor..
Cocuklar boy dezavantaji sebebiyle yere yakin dolasiyorlar. Tam da sizin cikardiginiz soot’larin oralarda geziyorlar ve cigerleri bunlari cekiyor.
Bakin siz bircok “zarar kanitlayan” makaleler buldunuz.
Ama soot zararsizdir diyen makale bulamadiniz.
Sizin aractan soot ciktigi kesin mi? Kesin.
Soot’un zararlari OLMADIGINA dair makale buldunuz mu?
Hayir bulamadiniz.
Demek ki sizin aracinizdan, zararsiz olduguna dair makale bulamadiginiz partikuller cikiyor mu? Cikiyor.
Benim aracimda DPF var (ve dolarsa bile vebal almamak icin borc harc yenisini taktirir miyim, taktiririm) yani benim aracimdan partikul cikiyor mu, cikmiyor.
Simdi sizden yumurta vs ile ilgili degil, dizel partikullerinin zararsiz olduguna dair makale bulmanizi isteyecegim.
Eger boyle bir makale yok ise, o halde istedigimiz kadar farkli ornekler verelim, bu sizin egzoztan cikan partikulleri masumlastirmayacaktir.
(10-04-2021, Saat: 10:08)Nuri_Kongur demiş ki: Yargı bildiren kiplerin kesinlik dereceleri hakkında anlaşamayacağız: sarıdır, sarımtırak, sarı olabilir. Bu üç beyan aynı anlama sahip değildir. Neyse, aşağıda mangalda pişen et ile kanser arasındaki ilişkiyi inceleyen tonla makale var. Hem de hakemli dergilerde
Yumurta ile kalp krizi ilişkisini inceleyen makaleler de şurada
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr...gg+and+hea Bir tanesi 20 yıldır yumurtanın kalp krizini tetiklediği ile ilgili makaleler var diye başlamış yazısına. Demem o ki Oğuzbey, herşeyin fazlası zarar. Fazlanın miktarı ne? Bir kişi için ne kadar hava içinde partikül ve ne kadar süre mazur kalırsa fazla? Bunlar havada kalmış sorular. Şurası kesin, bu işten herkes nemalanmış. Araba üreticileri, parça üreticileri, hammadde üreticileri. Hepsinin parasını biz ödüyoruz. Onların piyasaya sürmeden önce yapması gereken mukavemet testlerinin parasını da biz ödüyoruz. Daha fazla ödemek istemeyenleri de kınıyoruz. Bu konu hakkında yazacaklarım bu kadar. Sadece merak, benim iki çocuğum var 15 ve 24 yaşlarında. Allah bağışlasın sizin çocuklar kaç yaşında?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Hocam, allah bagislasin. Benim de kucuk bir cocugum var. Komsularimizin da cocuklari var.
Soot denen partikulleri onlara solutmak istemiyorum. Vicdanim boyle soyluyor..
Cocuklar boy dezavantaji sebebiyle yere yakin dolasiyorlar. Tam da sizin cikardiginiz soot’larin oralarda geziyorlar ve cigerleri bunlari cekiyor.
Bakin siz bircok “zarar kanitlayan” makaleler buldunuz.
Ama soot zararsizdir diyen makale bulamadiniz.
Sizin aractan soot ciktigi kesin mi? Kesin.
Soot’un zararlari OLMADIGINA dair makale buldunuz mu?
Hayir bulamadiniz.
Demek ki sizin aracinizdan, zararsiz olduguna dair makale bulamadiginiz partikuller cikiyor mu? Cikiyor.
Benim aracimda DPF var (ve dolarsa bile vebal almamak icin borc harc yenisini taktirir miyim, taktiririm) yani benim aracimdan partikul cikiyor mu, cikmiyor.
Simdi sizden yumurta vs ile ilgili degil, dizel partikullerinin zararsiz olduguna dair makale bulmanizi isteyecegim.
Eger boyle bir makale yok ise, o halde istedigimiz kadar farkli ornekler verelim, bu sizin egzoztan cikan partikulleri masumlastirmayacaktir.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Hocam 16.08.2020'den bu yana fikrinizin değişmiş olmasına çok sevindim kendi adıma. Umarım bu fikriniz değişmez yani borç harç DPF alıp taktırmak konusundaki fikriniz.