Ben batının her türlü ticari ilerlemesini dinlerken şu filtre ile dinlerim. 1 Bu ürün para kazandırıyor mu? 2 bu ürünü bir başkasının üretmesine engel olabiliyor muyum? Gerek maliyet gerek ise patent engellerini kullanarak. 3 Müşterinin işine yarayacak mı? Sıralama böyle. 1) Para kazandırmıyor ise kesinlikle üretmezler. Yakın zamanda Zika virüsüne maruz kalan ülkelerin mali durumları sebebiyle ilaç firmaları ilaç üretmekte gönülsüz olduklarını açık açık beyan etttiydi. Yani 3 numaralı seçenek geçerli olsa bile yani müşterinin işine yarayacak ama kendisi para kazanmayacak ya da istediği kadar kazanmayacak, bu durumda malı üretmezler 2) para kazandırır ama üretimi kolay ya da üretim maliyeti düşük, teknoloji istemeyen bir şey ise onu üretimi zorlaştırmadan, teknolojik olarak ancak kendileri üretebilir hale getirmeden, ya da yasa ile engelleyecek bir duruma getirmeden üretmezler. Hala müşterinin işine yarayıp yaramayacağına gelmedik. 3) müşterinin işine yarar mı sorusu aslında büyük planda bizim işimize yarar mı sorusu ile cevaplanır. Kendi işlerine yarıyor ise bizim işimize yaradığına inandırılırız. Koca bir ekonomi böyle dönüyor. Şimdi bu dizel meselesi aslında nakliyede kullanılan bir şey. Bireysel kullanıcıların tüketimi nakliyeye nazaran devede kulak. Nakliyeyi başka bir şey ile çözselerdi bu iş buralara varmazdı. Hatta kirliliğin umurlarında bile olduğunu sanmam. Teknoloji değişiminden faydalanacak ağa babaları vardır ondandır bu patırtı. Eşyanın tabiatında var, hayvanlar ot yer, hayvanların varlığı otları azaltır. İnsan ot ve hayvan yer. Böylece yaşamını sürdürür. Denge daima kendini bulur. Bugün fosil yakıt kullanmasak güneş enerjisi kullanacağız. Kimse güneş enerjisi üretirken kullanılan o malzemenin maliye ve karbon izini sorgulamıyor. Hele bataryaları kimse merak etmiyor. Evet çevreye doğaya zulm etmeyelim, bu demek değil ki imkansızın peşinden koşalım. Bu sebeple benim düsturum ye iç israf etme. Tasarruf etmek bize kalmış, ama israf etmek bize kalmış değil. Şu dünyada başka ülkeleri işgal ederken harcanan para, çevreye verilen zarar, milyonları öldürmek bu kadar gündem teşkil etmiyor devletler nazarında. Dizel Nox gazı için kanun çıkıyor savaş aletlerinin verdiği zarar kimsenin umrunda değil. Bu tuhaf durum yukarda saydığım 3. Kuralın çok iyi icra edildiğinin isbatı. Sözün özü bizim bütün dpf li araçların dpf iptali ile çevreye vereceğimiz zarar ağaçlandırma ile engellenmeyecek bir şey değildir. Onu bırak, bir minibüs hattının vereceği zarardan çok çok azdır. Tuhafız böyle bakınca, aynı garip durum bir süredir denizlerde amatör denizcilerin yaşadığı atık çilesinde de yaşanıyor oradan da biliyorum. 1. Ve 2. Madde hakkında bireysel olarak yapabileceğim bir şey yok. Ne ticaret yapıyorum ne de teknoloji üretiyorum. 3. Maddenin kurbanı olup olmamak benim elimde. Zihinsel propagandanın kurbanı olmayı red ediyorum.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Hocam aslinda konu DPF iptalinin cevreye verecegi zarar degil, insanlara verecegi zarar.
Cevreye verecegi zarar cozulur. Ama kendi cocugunuza veya konu komsunun cocuguna kanser yaptigi kesinlesmis bir gazi solutuyorsaniz burada vicdani bir olay devreye girer.
Ha kamyonlar minibusler bu akcigere yapisan ve kanser yapan “soot” denen kucuk parcaciklari yaymiyor mu? Yayiyor.
Komsunun cocugu ben DPF’i iptal etmesem, yine de kamyondan minibusten 100 birim soot soluyacak.
Ben DPF’i iptal etsem 100 degil, 101 birim soluyacak.
Ben herkesin gorusune saygiliyim ama kendi adima o fazladan 1 birimlik soot’u etrafa birakmak ve milletin cocuguna solutmak istemiyorum. Benim bakisim budur.
Aslında çevreye verilen zarar dolaylı yoldan insana da zarar veriyor. Bu nedenle çevre eşittir insan demek doğru bir yaklaşım olur. Evet dizel motorlar önce çevreye sonrada insana zarar veriyor. Üreticiler bu zararı en aza indirmek için dpf denilen bir sistem geliştirmiş. Fakat bu sistemin yenisi o kadar pahalı ki insan böyle bir durumda çevreden önce cebini düşünmek zorunda kalıyor. Bu birazda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumla alakalı. Çok fazla maaş alıyor olsak yada milli gelirimiz fazla olsa ne dizel motor alırız nede alınmış olan dizel motora yeni dpf almamak için kırk takla atarız. Şartlar öyle değişken ki misal Çoğumuz sobalı evde büyümüş insanız. En azından ben öyleyim. Kömürün ortaya çıkardığı gazı düşünüp sobada meşe odunu yakanı görmedim. Aksine hali vakti yerinde olanlar kışı 2 ton kömürle geçirirken durumu iyi olmayanlar yarım ton kömürle yada tahta parçasıyla o kışı geçiriyordu. Yani çevreyi ve insanı düşünelim düşünelim de düşüncenin de bir sınırı var o düşünce ne zaman maddiyata kadar uzanır orada o düşüncenin yerini mali düşünce yer alır. Dolayısı ile bireysel olarak yapmamız gerekenleri yapalım gücümüz yettiğince düşünelim.
Ama Mehmet Bey, maliyet diyorsak ekonomik durum kotu diyorsak o zaman koca motorlu 4x4 arac kullanmak, keyfine daglara taslara gidip karda diagonal VDC cekis testi ve x-mode testi vs yapmak celiski dogurmuyor mu?
Subaru gibi, parcasi pahali, motoru buyuk, idaresi/bakimi pahali, yakiti nispeten yuksek bir markayi kullanmak ama bir yandan da “yenisi pahali” diyip DPF sokmek biraz sanki ayagimizi yorganimiza gore uzatmamak gibi.
Sadece fikrimi soyluyorum ha, lutfen kimse ustune alinmasin. Serbestce fikir alisverisi
(02-04-2021, Saat: 13:00)oguzhaneren demiş ki: Hocam aslinda konu DPF iptalinin cevreye verecegi zarar degil, insanlara verecegi zarar.
Cevreye verecegi zarar cozulur. Ama kendi cocugunuza veya konu komsunun cocuguna kanser yaptigi kesinlesmis bir gazi solutuyorsaniz burada vicdani bir olay devreye girer.
Ha kamyonlar minibusler bu akcigere yapisan ve kanser yapan “soot” denen kucuk parcaciklari yaymiyor mu? Yayiyor.
Komsunun cocugu ben DPF’i iptal etmesem, yine de kamyondan minibusten 100 birim soot soluyacak.
Ben DPF’i iptal etsem 100 degil, 101 birim soluyacak.
Ben herkesin gorusune saygiliyim ama kendi adima o fazladan 1 birimlik soot’u etrafa birakmak ve milletin cocuguna solutmak istemiyorum. Benim bakisim budur.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Oğuzhan hocam dizelden çıkan çok zehirli nitritoksit ve karbonmonoksit gazlarının daha az zehirli olan nitrojen ve karbondioksit haline gelmesini sağlayan sistem bidiğim kadarıyla DPF.ten daha çok katalitik konvertörün görevidir. Bunun için zaten DPF'ten önce yerleştirilmiştir kazan içine. Bizim araçlarda evet iptal yapıldığında her ikisi de kırılıp dökülüyor ancak tercihen kazan içine kat.konvertör koyulabiliyor ki ben yaptırdım mesela.
Bunun iki faydasını gördüm birincisi egzoz emisyon test sonucum 0,05 (üst değer 1,5) gibi oldukça düşük ve hatta DPF.li araçların emisyon test sonucuna yakın bir sonuç İkinci faydası da kazan tamamen boş olduğunda motor için gerekli olan geri tepme basıncı tamamen kayboluyor bu da alt devirlerin çok zayıflamasına neden oluyor. Orada kat.konvertör gibi bir engel olunca en azından geri tepme basıncının bir bölümü geri kazanılmış oluyor.
Yine tekrar ediyorum keşke DPF arızalanmasaydı ama ne kadar dikkatli kullanırsanız kullanın Türkiyede verimli ömrü 150.000 km.yi geçmez bu parçanın. Keşke maddi imkanımız olsa da iptal etmek yerine 40.000 TL verip yenisini alıp taksak. Ama imkan yok işte. Öyle bir para kazanmıyoruz.
Amerikalılar da kazanmıyor Yavuz bey. Maliyeti çok yüksek. Şehir efsanesi mi tam bilmem, güya dünya üzerinde sadece bir adada bulunan taştan üretiliyormuş filtre malzemesi. Sayı inanılası değil ama rakama bakınca evet nadir bir malzeme olsa gerek diyor insan. O katalitik konvertörü kaça koydurtmuştunuz? Ben alırken bu mesele gündeme gelmişti ama sonra arada kaynayıp gittiydi. Sağolsun Oğuzhan beyin sebatkar tavrıyla siz bahsettiniz ben de hatırladım. En iyisi ben de katalitik konvertör koydurayım. Sonuçta bu elimizden gelen bir tutum. Hoş benim araç muayeneyi DPF iptali sonrası geçmiş ve değerleri oldukça iyi, ama çevreye verilen zararı azaltmakta daha faydalı olacağı kesin.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(02-04-2021, Saat: 17:31)Nuri_Kongur demiş ki: Amerikalılar da kazanmıyor Yavuz bey. Maliyeti çok yüksek. Şehir efsanesi mi tam bilmem, güya dünya üzerinde sadece bir adada bulunan taştan üretiliyormuş filtre malzemesi. Sayı inanılası değil ama rakama bakınca evet nadir bir malzeme olsa gerek diyor insan. O katalitik konvertörü kaça koydurtmuştunuz? Ben alırken bu mesele gündeme gelmişti ama sonra arada kaynayıp gittiydi. Sağolsun Oğuzhan beyin sebatkar tavrıyla siz bahsettiniz ben de hatırladım. En iyisi ben de katalitik konvertör koydurayım. Sonuçta bu elimizden gelen bir tutum. Hoş benim araç muayeneyi DPF iptali sonrası geçmiş ve değerleri oldukça iyi, ama çevreye verilen zararı azaltmakta daha faydalı olacağı kesin.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(02-04-2021, Saat: 13:00)oguzhaneren demiş ki: Hocam aslinda konu DPF iptalinin cevreye verecegi zarar degil, insanlara verecegi zarar.
Cevreye verecegi zarar cozulur. Ama kendi cocugunuza veya konu komsunun cocuguna kanser yaptigi kesinlesmis bir gazi solutuyorsaniz burada vicdani bir olay devreye girer.
Ha kamyonlar minibusler bu akcigere yapisan ve kanser yapan “soot” denen kucuk parcaciklari yaymiyor mu? Yayiyor.
Komsunun cocugu ben DPF’i iptal etmesem, yine de kamyondan minibusten 100 birim soot soluyacak.
Ben DPF’i iptal etsem 100 degil, 101 birim soluyacak.
Ben herkesin gorusune saygiliyim ama kendi adima o fazladan 1 birimlik soot’u etrafa birakmak ve milletin cocuguna solutmak istemiyorum. Benim bakisim budur.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Oğuzhan bey , savunduğunuz yerden bakınca iş nükleer enerjiden başlayıp, mangal kömürünün etteki kansorejen etkisinden çıkar. Ortaya çıkan oranın isbatlanması ve yan etkileri konusunda son derece hassas ölçüm aletleri ile ölçüm yapan bilim adamları bile anlaşamaz. Ama çocuk katilliğine ve vicdansızlığa varan bir söylem biraz ağır kaçmış.
Neyse konuyu mecrasına döndürecek olursak, DPF kaynaklı problem sadece DPF’nin daha sık tıkanmasıyla sonuçlanmıyor. Daha kötüsü bu tıkanmalar sonucu yağa karışan mazot, yağın seyrelmesi. Görevini yeterince yapamayan yağ, motorda aşınma, ve bir süre sonra kırılan krank ya da çatlayan motor bloğu. Bu teknoloji bu şekilde kullanılabilmesi için yeterince iyileştirilmeden piyasaya sürülmüş. Yani sadece çok pahalı malzeme ile üretilen DPF filtresi değil yanlış karar, DPF’nin temizlenme süreci de problemli. Yani hangi akılla motordan yağ ve mazot çekip tıkanınca yakamadığın yağ ve mazotu yeniden motora yollanır? Bu teknolojinin bu şekilde ortaya çıkması prematüre doğumdur ve aslında doğan şey ölü doğmuştur. Olan bizlere yani son tüketiciye olmakta, bir de Subaru gibi malının arkasında duran firmalara oluyor. Diğer otomativ firmalarında hep müşteri hatalı.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(02-04-2021, Saat: 17:31)Hoş benim araç muayeneyi DPF iptali sonrası geçmiş ve değerleri oldukça iyi, ama çevreye verilen zararı azaltmakta daha faydalı olacağı kesin. demiş ki: Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Hocam ortalama emisyon değeri kaçtı hatırlıyor musunuz?