Arkadaşlar bu konuyu belki çoğunuz biliyorsunuzdur. Fakat dikkat çekmek istediğim yanlış bilinen bir kaç şey var.
Bildiğiniz gibi Turbolu araçlar yapısı itibari ile motor içinde daha fazla basınç ile ateşleme yaparak yüksek ısıya sebep
olurlar. Bu ısının motora gereğinden fazla zarar vermemesi için alınması gereken bir kaç önlem vardır. Bunların en başında
zamanından önce motor yağının ve filitresinin değiştirilmesi gelir. Ayrıca özellikle Soğuk havalarda ilk marşdan hemen sonra
araca fazla devir çevirtilmemesi önemlidir.
Burada yanlış bilinen bir durum vardır. Çoğumuz turbolu araçlarımızda ilk marşdan
bir kaç dakika sonra hararet ibresine bakarak motorun ısındığını sanıyor ve araca yükleniyoruz. Motor suyunun ısınması demek
aracın ısındığı anlamına gelmiyor. Motorumuzdaki bütün parçalar birbirine sürtünerek çalışıyor. Bu sürtünmeyi ise motor yağı
sağlıyor. Motor yağı ne kadar akışkan hale gelirse sürtünme o kadar kolay ve hasarsız gerçekleşiyor. İşte bu nedenle Motor
suyunun ısınması motor yağınında ısındığı anlamına gelmediği için, her ne kadar hararetiniz yükselse de asla araca fazla devir
göstermemeniz gerekir.
Motor suyu sıcak ama yağı henüz istenilen kıvama gelmemiş bir turbolu araçta gaza asıldığınız zaman sadece motor içi parçalar değil
turbonuzunda ömrünü yemiş olacaksınız. Şuan extrem araçlar hariç çoğu turbolu aracın turbosu kaymalı yatak dediğimiz cinsdendir.
Kaymalı yataklı turbolar bildiğiniz motorun krank mili ve piston kolları ile aynı mantıkla çalışır. Yani sürtünerek. Motor yağ Isısı normal seviyeye
gelmemiş bir araçta bastığınız zaman turbo mili yağ kalın olduğu için turbo yataklarını çizecektir. Bu sorun zamanla turboda balans ve ötme daha
sonrada yağ kaçırma gibi sonuçlar doğuracaktır.
Ayrıca Fazla ısınmış yağda motora zarar verir. Bu nedenle uzun yol yaparken araca kesinlikle üst üste yüklenmeler yapmayın. Turbolu aracınız varsa yüksek ısıda yağlamayı devam ettirecek yağlar kullanın. Şehir içinde peş peşe gazlamalardan kaçının. Turboya nefes alması için süre tanıyın.
Yine yanlış bilinen bir konu turbolu aracın stop ettirilmeden önce belli bir süre rolantide bekletilip stop ettirilme olayıdır. Arkadaşlar bu durum uzun yol yapan dizel araçlar ile turbosu 1.5-2 barın üzerinde çalışan yani stock olmayan extrem araçlar için geçerlidir. Kaldi ki bu tür extrem turbo basıncı olan araçlarında
turbo milleri kaymalı yataklı değil çift rulmanlıdır. Turbo salyongozları ise ya titanyum karışımıdır yada platin. Bu tür extrem araçların turboları basmaya başladığında turbo ve bağlı olduğu egzoz manıfoldu nar gibi kızarır. Yüksek bar basan ve devir çeviren araçlar için geçerli olan bu sistemi, elinizdeki stock 0.6 bar basan araçlarınıza takmak gerekli değildir. Gerekli olsa idi zaten japon amcalar koyarlardı. Nasıl ki blowof yerine daumvalve koymuşlar bunun gibi düşünün.
Blow of konusuna başka zaman değineceğim.
Bildiğiniz gibi Turbolu araçlar yapısı itibari ile motor içinde daha fazla basınç ile ateşleme yaparak yüksek ısıya sebep
olurlar. Bu ısının motora gereğinden fazla zarar vermemesi için alınması gereken bir kaç önlem vardır. Bunların en başında
zamanından önce motor yağının ve filitresinin değiştirilmesi gelir. Ayrıca özellikle Soğuk havalarda ilk marşdan hemen sonra
araca fazla devir çevirtilmemesi önemlidir.
Burada yanlış bilinen bir durum vardır. Çoğumuz turbolu araçlarımızda ilk marşdan
bir kaç dakika sonra hararet ibresine bakarak motorun ısındığını sanıyor ve araca yükleniyoruz. Motor suyunun ısınması demek
aracın ısındığı anlamına gelmiyor. Motorumuzdaki bütün parçalar birbirine sürtünerek çalışıyor. Bu sürtünmeyi ise motor yağı
sağlıyor. Motor yağı ne kadar akışkan hale gelirse sürtünme o kadar kolay ve hasarsız gerçekleşiyor. İşte bu nedenle Motor
suyunun ısınması motor yağınında ısındığı anlamına gelmediği için, her ne kadar hararetiniz yükselse de asla araca fazla devir
göstermemeniz gerekir.
Motor suyu sıcak ama yağı henüz istenilen kıvama gelmemiş bir turbolu araçta gaza asıldığınız zaman sadece motor içi parçalar değil
turbonuzunda ömrünü yemiş olacaksınız. Şuan extrem araçlar hariç çoğu turbolu aracın turbosu kaymalı yatak dediğimiz cinsdendir.
Kaymalı yataklı turbolar bildiğiniz motorun krank mili ve piston kolları ile aynı mantıkla çalışır. Yani sürtünerek. Motor yağ Isısı normal seviyeye
gelmemiş bir araçta bastığınız zaman turbo mili yağ kalın olduğu için turbo yataklarını çizecektir. Bu sorun zamanla turboda balans ve ötme daha
sonrada yağ kaçırma gibi sonuçlar doğuracaktır.
Ayrıca Fazla ısınmış yağda motora zarar verir. Bu nedenle uzun yol yaparken araca kesinlikle üst üste yüklenmeler yapmayın. Turbolu aracınız varsa yüksek ısıda yağlamayı devam ettirecek yağlar kullanın. Şehir içinde peş peşe gazlamalardan kaçının. Turboya nefes alması için süre tanıyın.
Yine yanlış bilinen bir konu turbolu aracın stop ettirilmeden önce belli bir süre rolantide bekletilip stop ettirilme olayıdır. Arkadaşlar bu durum uzun yol yapan dizel araçlar ile turbosu 1.5-2 barın üzerinde çalışan yani stock olmayan extrem araçlar için geçerlidir. Kaldi ki bu tür extrem turbo basıncı olan araçlarında
turbo milleri kaymalı yataklı değil çift rulmanlıdır. Turbo salyongozları ise ya titanyum karışımıdır yada platin. Bu tür extrem araçların turboları basmaya başladığında turbo ve bağlı olduğu egzoz manıfoldu nar gibi kızarır. Yüksek bar basan ve devir çeviren araçlar için geçerli olan bu sistemi, elinizdeki stock 0.6 bar basan araçlarınıza takmak gerekli değildir. Gerekli olsa idi zaten japon amcalar koyarlardı. Nasıl ki blowof yerine daumvalve koymuşlar bunun gibi düşünün.
Blow of konusuna başka zaman değineceğim.