Son günlerde medyada sıklıkla dile getirilen bu konu aslında 8/9/1999 tarihinden önce sgk kapsamı altında çalışma hayatına başlamış ve o günün şartlarında kanunen,
Bayanlarda 5000 prim gün sayısı ve 20 yıl
Erkeklerde 5000 prim gün sayısı ve 25 yıl
Çalışıldıktan sonra herhangi bir yaş kuralını beklemeden emekli olma yolunun yine 8/9/1999 tarihinde çıkarilan yasa ile kapanmasıdır. Yasanin geriye doğru işletilmesiyle mağdur edilen bu kesim, O tarihte çıkarılan bu kanunla sigortalılık süresini ve prim gun sayısıni doldurmasina ragmen extradan kademeli emeklilik yaş tablosuna tabi olmuş oldular. Fakat burada çok ince bir ayrıntı var oda şudur. Çalışma hayatina 8/9/1999 tarihinden önce 18 yasinda işe başlamış bir kişi ile ayni tarihte 25 yaşında işe başlamış bir kisinin arasinda tabii olduğu yaş göstergesinin, çıkarılan kademeli emeklilik tablosuna göre farklilik arz ediyor olmasıdır. Yani ayni tarihte iki kişi işe basladi diyelim. Bunlardan biri o tarihte 18 yaşında diğeri ise 25 yaşında olsun ( 8/9/1999 öncesi ise baslayanlar için konuşuyorum ) çıkan yasa ile daha az calisan 25 lik isci daha fazla çalışan 18 lik işçiden daha erken emekli olmuş oluyor. Çünkü hizmet suresi degil yas haddine bakılmiş o gunlerde. Ayrica daha çok çalışan 18 lik isci emekli oldugunda ara ara çıkan aylik bağlama oranı yasalari yüzünden daha az çalışan 25 lik işçiden daha az emekli maaşı alacak olması da düşündurucudur. Daha çok çalış daha az maaş al :
Günümüzde bu probleme takılmış olan yuzbinlerce insan var. Ortalama 50 yaşında olan bu kişiler daha çok çalışmaya devam ettikçe ki bu süre neredeyse 37 sene yapiyor, ileride alacakları emekli maaşlarınin düşeceğinide biliyorlar.
Bu sebeple sosyal forum olmanın bir gereği olarak dile getirdigim bu konuda devletimizin bu soruna makul bir çözüm ureteceginden hic şüphem yok diyorum.
Zaten 50 yaşında gençken yedigimiz hurmalar baş göstermeye başlıyor. Bu hastalıklarla bu sorunlarla uğraşırken torun sevmek yerine geçim derdine düşmenin hiç bir emekli insanımıza reva görülmemesi gerek diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki bu ülkenin geçmişinde verilen tüm savaşlarda ülkeyi ayakta tutan, onu düşmandan kurtaran fedakar kesim holding sahipleri degil, bu milletin gerçek sahibi olan gariban halkıdır.
Bayanlarda 5000 prim gün sayısı ve 20 yıl
Erkeklerde 5000 prim gün sayısı ve 25 yıl
Çalışıldıktan sonra herhangi bir yaş kuralını beklemeden emekli olma yolunun yine 8/9/1999 tarihinde çıkarilan yasa ile kapanmasıdır. Yasanin geriye doğru işletilmesiyle mağdur edilen bu kesim, O tarihte çıkarılan bu kanunla sigortalılık süresini ve prim gun sayısıni doldurmasina ragmen extradan kademeli emeklilik yaş tablosuna tabi olmuş oldular. Fakat burada çok ince bir ayrıntı var oda şudur. Çalışma hayatina 8/9/1999 tarihinden önce 18 yasinda işe başlamış bir kişi ile ayni tarihte 25 yaşında işe başlamış bir kisinin arasinda tabii olduğu yaş göstergesinin, çıkarılan kademeli emeklilik tablosuna göre farklilik arz ediyor olmasıdır. Yani ayni tarihte iki kişi işe basladi diyelim. Bunlardan biri o tarihte 18 yaşında diğeri ise 25 yaşında olsun ( 8/9/1999 öncesi ise baslayanlar için konuşuyorum ) çıkan yasa ile daha az calisan 25 lik isci daha fazla çalışan 18 lik işçiden daha erken emekli olmuş oluyor. Çünkü hizmet suresi degil yas haddine bakılmiş o gunlerde. Ayrica daha çok çalışan 18 lik isci emekli oldugunda ara ara çıkan aylik bağlama oranı yasalari yüzünden daha az çalışan 25 lik işçiden daha az emekli maaşı alacak olması da düşündurucudur. Daha çok çalış daha az maaş al :
Günümüzde bu probleme takılmış olan yuzbinlerce insan var. Ortalama 50 yaşında olan bu kişiler daha çok çalışmaya devam ettikçe ki bu süre neredeyse 37 sene yapiyor, ileride alacakları emekli maaşlarınin düşeceğinide biliyorlar.
Bu sebeple sosyal forum olmanın bir gereği olarak dile getirdigim bu konuda devletimizin bu soruna makul bir çözüm ureteceginden hic şüphem yok diyorum.
Zaten 50 yaşında gençken yedigimiz hurmalar baş göstermeye başlıyor. Bu hastalıklarla bu sorunlarla uğraşırken torun sevmek yerine geçim derdine düşmenin hiç bir emekli insanımıza reva görülmemesi gerek diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki bu ülkenin geçmişinde verilen tüm savaşlarda ülkeyi ayakta tutan, onu düşmandan kurtaran fedakar kesim holding sahipleri degil, bu milletin gerçek sahibi olan gariban halkıdır.