(10-09-2019, Saat: 13:42)nitro37 demiş ki: Güzel bir haber. Bu haberin servisten alınan aracın aynı gün arıza yapması nedeniyle mağdur olan kullanıcılar içinde bir versiyonu olsa süper olacak. Bir emsal karar iyi giderdi.
Ortalama 10 yıl bayide araç sattım. Bir süre de ikinci el ile uğraştım, esnaf yanında. O kadar fazla örnek yaşanıyor ki etrafta olmayınca çok da duymuyoruz.
Genelde aynı gün arıza veya sorun olduğunda markasına ve bayisine göre uğraşılıyor fakat çoğu marka bu özeni göstermiyor.
Aldığınız 0 araçta bile şanzuman, motor hatta boya ile ilgili sorunları olabiliyor. Araç fabrikadan sağlam çıkıyor, tırcı arkadaş nakliye sırasında aracı düşürüyor, yol üstünde bir yerde yaptırıyor, siz de satın alıyorsunuz. Sizin sorumluluğunuz yok ama bayi gelen aracı güvenip kontrol etmediğinden haberi olmuyor. Ve sonrasında çık işin içinden çıkabiliyorsan. Şükür ki benim bayimde araç daha tırdan inmeden boya ve motor kontrolü yapıldıktan sonra teslim alındığından benzer sorun yaşamadım. Ama özellikle konuya sadece satış olarak bakan bayilerde, satış danışmanlığını sadece sattım bitti gibi algılayan arkadaşlarda bu sorunlar çokça yaşanıyor. "Birşey olmaz abi hallederiz" gibi telkinlere kanmamak lazım.
Bir arkadaşım 2015 ti sanırım 5.20d almıştı o zamanlar 0 km. keyifle kullandı falan 1,5 yıl sonra satacağında araçta boya çıktı hem de mikron değeri 350 400 lerde! Tabi kendisinin herhangi bir kazası veya hatası yok. Tertemiz kullandı. Sonra servise gidildiğinde tabi önce siz yapmışsınızdır gibi söylemlerle karşılaşıyor. Araştırma genişlediğinde Almanya fabrikada araca boya pürüzü nedeniyle 1 kat daha boya atıldığı anlaşılıyor. Fabrika kalite standardı açısından problem yok. Avrupa müşterisi için de problem olmaz, onlar arabam daha iyi oldu gözüyle bakar. Peki ya Türkiye'de? 350 400 mikron aralığı demekten Türkiye'de araç takla atmış ama güzel doğrultmuşlar sonucu da çıkar, vernik atmıştı macunlayıp boyamışlar da derler, ooooo araba pert uzak dur da derler. İşin daha trajikomik tarafı ise arkadaşım eğer bu aracı aynı bayiye götürse, sıfır araç almak için takasa verse; bayideki ikinci el danışmanı arkadaş veya boya ustası da bu mikrondaki bir araca fabrika boyamış demeyecek, komple boyalı kazalı diyecek. Sonuç olarak Almanya fabrika bizim boyamız 120-400 arası normaldir diye yazı vermiş falan ama bunu Türkiye piyasasında kimseye anlatamazsın.
Daha çok örnek var ama sonuç olarak söylemek istediğim sıfır araç alıyorum diye bile güvenmemek lazım. Detaylı bakım ve expertiz raporunu sıfır araçta bile bayilerden istemek lazım.
Teşekkürler
Konu dışı ama hep merak etmisimdir. Bu bayilerde çalışan ve araç satan müşteri temsilcileri ne maaş aliyorlar ortalama sattıkları araç basina prim aliyorlarmi yoksa marka marka degisiyormu bu durum ?
(10-09-2019, Saat: 16:08)aozenli demiş ki: Ortalama 10 yıl bayide araç sattım. Bir süre de ikinci el ile uğraştım, esnaf yanında. O kadar fazla örnek yaşanıyor ki etrafta olmayınca çok da duymuyoruz.
Genelde aynı gün arıza veya sorun olduğunda markasına ve bayisine göre uğraşılıyor fakat çoğu marka bu özeni göstermiyor.
Aldığınız 0 araçta bile şanzuman, motor hatta boya ile ilgili sorunları olabiliyor. Araç fabrikadan sağlam çıkıyor, tırcı arkadaş nakliye sırasında aracı düşürüyor, yol üstünde bir yerde yaptırıyor, siz de satın alıyorsunuz. Sizin sorumluluğunuz yok ama bayi gelen aracı güvenip kontrol etmediğinden haberi olmuyor. Ve sonrasında çık işin içinden çıkabiliyorsan. Şükür ki benim bayimde araç daha tırdan inmeden boya ve motor kontrolü yapıldıktan sonra teslim alındığından benzer sorun yaşamadım. Ama özellikle konuya sadece satış olarak bakan bayilerde, satış danışmanlığını sadece sattım bitti gibi algılayan arkadaşlarda bu sorunlar çokça yaşanıyor. "Birşey olmaz abi hallederiz" gibi telkinlere kanmamak lazım.
Bir arkadaşım 2015 ti sanırım 5.20d almıştı o zamanlar 0 km. keyifle kullandı falan 1,5 yıl sonra satacağında araçta boya çıktı hem de mikron değeri 350 400 lerde! Tabi kendisinin herhangi bir kazası veya hatası yok. Tertemiz kullandı. Sonra servise gidildiğinde tabi önce siz yapmışsınızdır gibi söylemlerle karşılaşıyor. Araştırma genişlediğinde Almanya fabrikada araca boya pürüzü nedeniyle 1 kat daha boya atıldığı anlaşılıyor. Fabrika kalite standardı açısından problem yok. Avrupa müşterisi için de problem olmaz, onlar arabam daha iyi oldu gözüyle bakar. Peki ya Türkiye'de? 350 400 mikron aralığı demekten Türkiye'de araç takla atmış ama güzel doğrultmuşlar sonucu da çıkar, vernik atmıştı macunlayıp boyamışlar da derler, ooooo araba pert uzak dur da derler. İşin daha trajikomik tarafı ise arkadaşım eğer bu aracı aynı bayiye götürse, sıfır araç almak için takasa verse; bayideki ikinci el danışmanı arkadaş veya boya ustası da bu mikrondaki bir araca fabrika boyamış demeyecek, komple boyalı kazalı diyecek. Sonuç olarak Almanya fabrika bizim boyamız 120-400 arası normaldir diye yazı vermiş falan ama bunu Türkiye piyasasında kimseye anlatamazsın.
Daha çok örnek var ama sonuç olarak söylemek istediğim sıfır araç alıyorum diye bile güvenmemek lazım. Detaylı bakım ve expertiz raporunu sıfır araçta bile bayilerden istemek lazım.
Teşekkürler
Konu dışı ama hep merak etmisimdir. Bu bayilerde çalışan ve araç satan müşteri temsilcileri ne maaş aliyorlar ortalama sattıkları araç basina prim aliyorlarmi yoksa marka marka degisiyormu bu durum ?
Valla içler acısı aslında durum. Yapılacak iş de değil. Bu sebeple kalifiye insan bulmak zor ve personel sirkülasyonu çok oluyor. Evet her markaya göre değişen tarafı da var, bayi kurumsal bir şube mi yoksa patron şirketi mi ona göre de değişiyor imkanlar. Kurumsal yerlerde çalışanlar biraz daha imkan olarak iyi görünebilir ama genel anlamda şartlar eşit gibi. Sabit cücük kadar bir maaş ve eğer hedefini tutturursa da prim alır. Prim adı herkese acaip cazip geldiğinden herkesin gözü o primlerde olur. Kimse satmamışken bir filo yakalar satarsın başta patron sonra müdür sonra yanındaki arkadaşın sonra resepsiyondaki o da yetmedi en alakasız muhasebe bile pay alır mıyım diye göz dikerler. Üstüne müşteri sana öyle farklı davranır ki benden dolayı şu kadar kazandın diye, bir de vergi vs gibi şeylerden kesinti artınca o satışı yaptığına yapacağına satış yap diyene satışı icat edene kadar iyi dileklerin uzanır gider. Aracın lastiğini Michelin istermiş neden Hankook gelmiş sana bir ton laf eder (Doğru ya dün gece fabrikada ben taktım zaten lastiği) anlatırsın anlamaz aslında anlamak istemez, tutar memnuniyet anketinde sana senle ilgili olmayan lastik yüzünden 1 verir. O umutla beklediğin herkesin gözü olan prime bir ortak daha çıkar, markan! Marka, bu anket yüzünden tüm primini keser. Diyorum ya sanki ben taktım lastiği diye. Kendi taktığı lastikten müşteri memnun olmayınca personelin primini kesecek kadar vurdumduymaz olurlar konuya. Filler tepinir, çimenler ezilir.
(10-09-2019, Saat: 16:47)nitro37 demiş ki: Konu dışı ama hep merak etmisimdir. Bu bayilerde çalışan ve araç satan müşteri temsilcileri ne maaş aliyorlar ortalama sattıkları araç basina prim aliyorlarmi yoksa marka marka degisiyormu bu durum ?
Valla içler acısı aslında durum. Yapılacak iş de değil. Bu sebeple kalifiye insan bulmak zor ve personel sirkülasyonu çok oluyor. Evet her markaya göre değişen tarafı da var, bayi kurumsal bir şube mi yoksa patron şirketi mi ona göre de değişiyor imkanlar. Kurumsal yerlerde çalışanlar biraz daha imkan olarak iyi görünebilir ama genel anlamda şartlar eşit gibi. Sabit cücük kadar bir maaş ve eğer hedefini tutturursa da prim alır. Prim adı herkese acaip cazip geldiğinden herkesin gözü o primlerde olur. Kimse satmamışken bir filo yakalar satarsın başta patron sonra müdür sonra yanındaki arkadaşın sonra resepsiyondaki o da yetmedi en alakasız muhasebe bile pay alır mıyım diye göz dikerler. Üstüne müşteri sana öyle farklı davranır ki benden dolayı şu kadar kazandın diye, bir de vergi vs gibi şeylerden kesinti artınca o satışı yaptığına yapacağına satış yap diyene satışı icat edene kadar iyi dileklerin uzanır gider. Aracın lastiğini Michelin istermiş neden Hankook gelmiş sana bir ton laf eder (Doğru ya dün gece fabrikada ben taktım zaten lastiği) anlatırsın anlamaz aslında anlamak istemez, tutar memnuniyet anketinde sana senle ilgili olmayan lastik yüzünden 1 verir. O umutla beklediğin herkesin gözü olan prime bir ortak daha çıkar, markan! Marka, bu anket yüzünden tüm primini keser. Diyorum ya sanki ben taktım lastiği diye. Kendi taktığı lastikten müşteri memnun olmayınca personelin primini kesecek kadar vurdumduymaz olurlar konuya. Filler tepinir, çimenler ezilir.
Vallaha cok güzel anlattın demekki Subaru satış temsilcileri oldukça yüksek maaş alıyor ki müşteri ile ilgilenmek bir tarafa sorulan soruya dahi yanıt vermiyor yada veremiyor.