(25-01-2022, Saat: 13:34)Ahmet G demiş ki: Benzin 10 lira bandını aşıp 15 liraya giden yolculuğuna çıkmaya başladığı günden beri bende keyif meyif kalmadı valla... Binsen dert, satsan dert, satmasan ayrı dert... Nabacuk bilmiyorum
Ahmet bey, dizelde bile düşünür olduk, benzin tüketim miktarına bakınca daha çok adamın canını yakar tabi. Ama bugünlerde gelip geçer nasıl olsa. Sabır. Bir de aracı yabanda keyife hazırlamak zaman ister. Şimdiden hazırlığa başlamak, en azından tasarlamak adamı meşgul eder
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Amerika'da kamp aksesuarlarında sınır yok. Özellikle çeki demirine sınırsız seçenek var, çok seviyorum. Bizde çeki demirini bile taktırmak çok maliyetli. Maalesef insan önceliklerini bir düşünüyor.
Subarunun yanına bir ağaç bulursam hamağım tamam. Birde gölgeliğimi kurunca obamı kurmuş oluyorum. Cesaret edipte henüz hiç yatılı kamp yapamadım ama günlük herşeyim var.
Fikir vermesi açısından fotoğraflarımı paylaşayım.
Evet Erkan bey, haklısınız Amerika motorlu araç kültürünün başlayıp geliştiği ve devasa toprak genişliği ile büyük bir pazar. Ona göre de çözüm anlayışı ve pazarı var. Ama şu an Türkiye’de gelişmekte olan bir pazar. Çok çeşitlilik olmasa da var olanlarla bir şeyler yapılabilmekte en azından. Obanız çok cezbedici. Tente kullanmakta ben henüz o kadar becerikli değilim. Bravo size. Gecelemek konusuna gelince: o iki yönlü bir şey. İlki arkadaşlarla birlikte, sohbet muhabbet gırla. Arabaya girince hemen uyuyor insan. Diğeri yalnız başınıza. Bakın onun size verdiği kendinizi dinleme imkanı paha biçilemez.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi.
Yurtdışı sitelerde şöyle şeyleri görüp keyifle izlerken, bir yandan da bizim bu tür şeylere erişimimizin neden bu kadar zor ve pahalı olduğunu sorgulamadan edemiyor insan. Gerçekten çok sinir bozucu.
Uzun zamandır kampta vs kullanmak için taşınabilir bir güç kaynağı hazırlama düşüncem vardı. Henüz çok hissetmediğimiz, yaklaşan doğalgaz krizinin muhtemel tetikleyeceği elektrik kesintileri ihtimalini de düşününce, evde de kullanabilirim diye projeye hız verdim. İnanın arkadaşlar, gerekli şeylerin bir çoğu yurtdışına göre (güncel kurdan çevrilse bile) 3-4 katı, bazıları da Türkiye'de yok. Yabancı forumları takip ediyoruz, insanlar ne kadar kolay ulaşabiliyorlar her şeye. Adam gidip yapı marketten (home depot) ne lazımsa bulup alıyor. Biz ise bir proje için bulabildiğimizi burdan, bazısını Amazon'dan, bazısını Aliexpress'den temin etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bazen aylarca sürebiliyor yapmak istediğimiz şeyi tamamlayabilmek.
Hoş, keşke tek derdimiz bu olsa. Proje vs işi bize lüks zaten. Proje kim, biz kim?
Siyasi, politik konulara çok girmek istemiyorum, girersek söylenecek çok şey var da... Bu şekilde yaşamamıza, bu durumlara mazur kalmamıza sebep olanlar utansın. Ne diyeyim daha...
Araçla gecelemeli kamp yapmak, hele yalnız iseniz şöyle bir şey. Çevremizde özellikle elektrikli araçlardan ve çevreyi paylaştığımız diğer canlıların çıkardığı bir uğultu hep var. Oda içinde, evde, mahallede, şehirde. Bu uğultu tuhaf bir şey, hep var olduğundan ancak yokluğunda fark edilebilmekte. Bu uğultu eksikliğini normal hayatta kısmen ancak iftar vakitleri ezandan bir kaç dakika önce fark edebilir insan. İşte şehirden uzakta, modern hayatın yığınından ne kadar uzak iseniz uğultu o kadar az. Bu uğultu eksikliğini bisikleti ile dünyayı dolaşan bir Türk genci şöyle anlatmış Gobi çölünü geçerken tuttuğu anılarında. “40 km sonra öyle bir noktaya geliyorum ki; hangi yöne baksanız ufuk çizgisini görebiliyorsunuz. Duruyorum. İnanılmaz bir olay. Bu yolculuk boyunca bana hep sorulan bir soru Gürkan korkmuyor musun?. İşte ilk defa o an korkuyorum. Nasıl bir yerdeyim ben? Arkadaş bunu nasıl tarif edeyim, nasıl anlatayım bilemiyorum. Rüzgar yok! Rüzgarın sesi yok! Etrafımda herhangi ses çıkaracak araç, insan yok. Kuş sesi, böcek sesi , sinek sesi YOK. YOK.. Sayın aklınıza ne geliyor? SEEESSSS yok. Ben böyle mavi ve bu kadar büyük bir gökyüzü hayatım boyunca görmedim. Bu nasıl bir yer! Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. Sessizlik benim o bağrışımı yutuyor. Bir anda yok oluyor ses. Hıım, Gobi buymuş diyorum.” Yazının tamamı şurada: https://gurkangenc.com/2010/10/mogolistandan-ilk-yazi/ Bu uğultunun asıl kaynağı hareket yanlış yorumlamıyorsam. Çevremizde ne kadar çok hareket eden nesne var ise o kadar yoğun bir uğultu var. Hareket eden nesneler azaldıkça eksilen uğultuyu fark ediyoruz. Yabanda gecelemeğe ilk çıktığımda İnönü yaylasına gitmiştim. Gece arabanın içinde bu uğultu eksikliğini yaşadım. Benim ruhumdaki etkisi kupa çektirmek gibi, çok rahatlatıcı oldu.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi