Arkadaşlarım herkese selamlar. Yaptığım işten kısaca bahsetmek isterim.
Network Marketing Nedir?
Gün geçtikçe yayılan, 21.yy’ın ticaret sistemi olarak görülen ve doğrudan satışın geliştirilmiş bir türü olan Network Marketing (ağ pazarlaması), kişinin tamamen kendi emeği ile doğru orantılı gelir sağlamasına imkân veren bir sistemdir. Network Marketing‘in bu kadar ön plana çıkmasının sebebi ise takımın tümüne eşit fırsatlar sunması, başlamak için bilgi ve deneyim gerektirmemesi ve çalışma saatlerinin kişinin kendisi tarafından belirlenmesi olarak görülebilir.
Network Marketing nasıl çalışır?
Network marketing, doğrudan satış tekniğinin tavsiye mantığına dayalı bir türüdür. Ürünü alırsınız, kullandıktan sonra memnun kalırsanız tavsiye edersiniz. Bu tavsiyenin birçok reklam modelinden daha çok etkili olduğu görülmüştür. Doğrudan satışta satış mal veya ürünlerin yüz yüze evlerde veyahut ofislerde yani parekende satış sayılmayacak ortamlar dışında satışçı tarafından bilgilendirerek yapılan satış türüdür ve satışçı bunun üzerinden kazanç sağlar. Bir ileri versiyonu olan ağ pazarlama yani çok katlı pazarlamada satışçı hem bireysel olarak sattığı ürünler üzerinden hem de satışçının ekibinden gelen satışlardan kazanç elde etmektedir
Basit olarak klasik tarz ticaret sisteminde, 60 lira maliyetle üretilen bir ürün önümüze 200 lira çıkıyor. Bunun sebebi ise üretici firma toptancı firmaya sattığında fiyat 80 lira, toptancı firma perakendeciye sattığında ürün 130 lira ve perakendeci, mağaza kirası, işçi ücretleri, depolama, reklam gibi operasyonel maliyeti işin içine katınca ürün 170 lira, son olarak karıyla beraber bize ürün 200 liraya geliyor. Network marketing’de ise sadece bir aracı vardır ve bu aracılar distribütörler olduğu için bu pay distribütörlere belirlenen komisyon planı ile dağıtılır.
Memnuniyet ve tavsiye; Network Marketing’i oluşturan temel iki kelimedir. Memnun kalan tüketici tavsiye eder. Sonuç olarak sürekli talep sağlanmış olur.
Network Marketing dolandiricilik sistemi degildir. 21. yyda en kazancli ve aslinda turkiyede yeni gelisen bir is sistemidir. Teknoloji gelistikce televizyonlarimizi bilgisayarimizi nasil cebimizde tasiyabiliyorsak, is yapma sistemimiz de degismistir. Network marketing adini kotuye kullanan insanlarin oyununa gelmeyin lutfen.Bu sisteme yeni giren biri olarak firsatlarinin cok oldugunu belirtmek isterim.
Buraya kadar “Network marketing nedir” sorusuna cevap verdik. Şimdi bizim kurmak istediğimiz iş ortaklığımız da “OGANSİA” firmasının iş ortakları olmak.
Firmanın 11 çeşit kazanç yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan özellikle 7 tanesi çok büyük miktarda gelir getiren kazançlardır. Her hangi bir sermayeye gerek kalmadan ve 0 zararla sadece bu işi yapmak isteyerek çok güzel paralar kazanabilirsiniz. Yeter ki girişimci olun ve para kazanmak isteyin.
Bu sistemi kullanan firmalara örnek verecek olursak AVON-ORİFLAME-FARMASİ-TUPPER vs çoğaltabiliriz. Bizi bu firmalardan ayıran en önemli özellik bu firmaların satış temsilcilerinin yaptığı gibi çarşı, Pazar dolaşıp ürün satmak değil. Kendimize iş ortağı aramak, beraber çalışabileceğimiz arkadaş aramak.
Ürünlerle ilgili burdan reklam yapmak istemiyorum.İlgilenen arkadaşlara zaten konuyla ilgili bilgi verilecek. İnşallah zamanla bu işi yapmaya başlayan arkadaş olursa zaten anlatacaklardır.
Konunun sadece genel hatlarından bahsettim. ilgili tüm ayrıntılar ilgilenenlere verilecektir.
ŞU AN BİR İŞİ OLSUN VEYA OLMASIN İLGİLENEN TÜM ARKADAŞLARA EK GELİR VEYA ANA KAZANÇ KAPISI OLMAK İSTERİM. BİR KİŞİ BİLE OLSA BURDAN PARA KAZANMAYA BAŞLARSA DİĞER ARKADAŞLARA DA ÖRNEK OLACAĞI İÇİN MUHAKKAK GÖRÜŞELİM DERİM.
Herkese selamlar. Arkadaşlar yaptığımız işi Kayseri’de yüzyüze anlatabiliyoruz ancak forumdan olupta başka şehirlerde olan arkadaşlara bu işi telefondan anlatmak gerçekten çok zor. Bu sebeple sizlere yardımcı olabilmesi için firmanın her şehirde düzenlemiş olduğu otel sunumları vardır. Oteldeki sunumları veren personel firmanın yönetim kademesinde bulunup birkaç yıldır bu işi yapan ve çok güzel paralar kazanan kişilerdir. Firmanın en ayrıcalıklı olduğu diğer konu da ürünlerin sağlıklı yaşam ürünleri olmasıdır. Hem iş arayan arkadaşlara hemde sağlık dağıtmak isteyen arkadaşlara bu sunumlar gerçekten güzel fırsat olacaktır. Otele gidipte iş bulmak isteyen arkadaşların iş fırsatı kafasına yatmazsa herhangi bir zararları olmaz. Gelipte çayımızı, kahvemizi içmiş olurlar.Gelmeyen arkadaşlar ise güzel bir fırsatı kaybedeceklerdir. Sunumların günlerini hazırlıyorum.
İstanbul: Ogansia İstanbul Şirinevler Ofisi Saat: 19.30
Manavgat: İbrahim Sözen Gençlik Merkezi Saat: 20.00
7 Aralık Cuma
Tokat: Çavuşoğlu Tower Otel Saat: 19.00
İzmit: Antikkapı Restaurant Saat: 20.00
Çanakkale: Çanak Otel Saat: 20.00
Denizli: Ogansia Denizli Ofisi Saat: 20.00
Isparta: öğretmenevi Saat:20.00
8 Aralık Cumartesi
İstanbul: Ogansia İstanbul Şirinevler Ofisi Saat: 18.30
Amasya: Büyük Amasya Oteli Saat:19.00
Ankara: Bera Otel Saat: 19.15
Uşak: Otel Çakabey Saat:19.30
9 Aralık Pazar
Denizli: Grand İtimat Otel Saat: Tüm gün eğitim
Kayseri: The Garden Otel Saat: 15.30
Sivas: Bahrampaşa Otel Saat: 16.00
Gaziantep: Dedemanpark Otel Saat: 18.00
Antalya: Başaran Business Otel Saat: 19.00
Gebze: Fesa Business Hotel Saat: 19.00
Adıyaman: Adıyaman öğretmenevi Saat: 19.00
Kahramanmaraş: Kazancı Otel Saat: 20.00 Ailesinde şeker, kanser, tansiyon, egzama, kolesterol,migren, ağız yaraları, epilepsi, kireçlenme, kemik erimesi, kas problemleri vs farketmez herhangi birşeyi olan arkadaşlar sadece sunumlara gidiniz .gerçekten birşey kaybetmezsiniz. Biz burda nasıl araç konusunda yardımlaşıyorsak sağlık konusunda da bu paylaşımları yapmalıyız...
Valla boş vakti olan değerlendirsin. Özellikle asgari ücretle çalışıp gecinemeyenler ek gelir olarak bir denemesinde fayda var. Tabi ürün alarak baslamamak kaydı ile
Mehmet abi yaptığımız iş sadece asgari ücretle çalışanlar için ek gelir kapısı değil. Yakın gelecekte Network marketing denilen ağ pazarlamacılığı üzerinden yürüyecek tüm ticaret. Şimdi bile öyle değilmi aslında. Türkiye’deki Hepsiburada, gittigidiyor,trendyol,sahibinden gibi şirketler Dünyadaki Amazon,ebay aliexpress vs tüm bu şirketler de aslında Network marketing işi yapıyor. Ürünlerin ucuz olmasının sebebi de aracıların olmaması ve işçi dükkan masrafı olmaması gibi düşünebiliriz. Şu an ben burdan bile Amazon’da hesap açıp ürün alıp satabiliyorum ki onu da yapacağım birkaç hafta içinde. Girişimci olan kişi aç kalmaz, evde oturdukça kimse kimseye para vermez . Network marketing işinde elinde bir sermaye olmasına gerek yok. En güzel yanı da bu. Ben çok pişmanım neden 30 yaşıma kadar bu işlerle hiç ilgilenmedim diye. Neden ayda hiç yoktan extra 2000-3000 tl kazandıracak bir işi araştırmadım diye.
Birde şunu anlamıyorum. Ay sonunda maaşım garanti olsun asgari ücret olsun mantığını. Birde 8-10 saat çalışarak. 1600 tl maaş kime yeter abi. Ev kira ise 1000 tl zaten vs.Ama diyorum ki şu an iş teklifinde bulunduğum kişilere 3 ay sabret bunu iş olarak gör ve uğraş 3 ay sonra min 2000 tl alıcaksun. 4. Aydan itibaren çalışmaya devam edersen üst sınırı olmadan para kazanacaksın. Güzel paralar kazanınc Bir deneyeyim ek iş olsun diye başladığın şey asıl mesleğine dönüşebilir. Bir çok örneğini gördüm. Birde sistemin ekibin oturdukça, ürünlerin kalitesini gördükçe daha da bu işe sarılacaksın. Ben açıkça söyleyeyim su an calisiyorum ve cok şükür maaşimi aliyorum. İşten çıkarilma ihtimalim yuksek. Şimdi bu işe başladım.Kriz geliyor ve yarınımın ne olacağını bilemiyorum. Bu sebeple kendi işimi ekibimi kuruyorum. Herkes hedefini büyük tutmalı bugününü düşünen yarın olunca yine içinde bulunduğu günü düşünür. Ama yarınını 1 ay sonrasını düşünen geleceğini inşa eder. Bu işin peşinden sabah akşam koşturuyorum. Ben sistemimi 1 kere kuracağım ve 3 sene sonrada 13 sene sonrada burdan para kazanacağım Allah’ın izniyle.
Neden Fitoterapi? Henüz meslek hayatımın ilk yıllarında acı bir gerçeğin farkına vardım: Biz doktorlar, hiçbir kronik hastalığı tedavi edemiyorduk! Hastalar geliyor, onlara bize öğretilen bir takım ilaçları yazıyoruz, hastalar ilaçlarını kullanıyor, birkaç ay sonra tekrar geliyorlar, yeniden reçete yazıyoruz, ancak iyileşen hasta yok! İyileşmedikleri gibi, dediğimiz her şeyi yapmalarına rağmen, hastalıkları ilerlemeye devam ediyor, komplikasyonlar meydana geliyor, organ yetmezlikleri, sakatlıklar ve ölümler meydana geliyordu.
Örneğin diyabet hastaları, ilaçlarını kullanmasına rağmen, hastalıkları iyileşmiyor, ilerlemeye devam ediyor, bir noktadan sonra ilaçları yeterli gelmiyor, hastalarda insüline başlanıyor, hastaların ayak yaraları meydana geliyor, bacakları kesiliyor, böbrek yetmezlikleri, kalp damar hastalıkları oluşuyor, gözleri kör oluyordu.
Yaptığımız işe doktorluk denilemezdi, hastalığı tedavi edemeden doktorluktan bahsetmek mümkün olabilir mi? Olsa olsa, buna tıbbi sekreterlik denilebilirdi…
Belli ki ortada bir yanlış vardı. Hem de son derece tehlikeli bir yanlış!
Bu yanlışın farkına vardığımda, “Hastalarımı nasıl tedavi edebilirim? Bize öğretilen kimyasal tıp dışında bir seçenek yok mudur?” diye sormaya başladım ve bu soru beni uzun bir eğitim yolculuğuna çıkardı. Aldığım eğitimler beni Fitoterapi ile tanıştırdı ve Fitoterapi öğrendikten sonra, tüm hayatım değişti.
Bir tıp doktoru olarak bitkisel tedaviler alanındaki uzmanlığımın ışığında, bitkilerin içindeki aktif maddelerden faydalanarak, doğru beslenerek sağlıklı yaşamanın mümkün olduğunu gördüm. Hatta sağlıklı bir yaşamın tek yolu, doğru beslenme!
Sırtını kimyasal ilaçlara yaslayan tıp ekolünde sağlam bir reformun zamanı geldi de geçiyor! Bugün kimyasal tıbbın temel sorusu “Bu hastalığa hangi ilacı vermeliyim?” haline gelmiştir. Oysa olması gereken öncelikle hastalıkları engellemek için çalışmak ve bu çabaya rağmen oluşan hastalıklar için de “Bu hastalığı nasıl tedavi edebilirim?” diye sormaktır.
Örneğin kanser tedavisinde hücre öldürücü zehirler vermek yerine, kanserin neden bu kadar yaygınlaşıp bir genç yaş hastalığı haline geldiğini sorgulamalı ve hastaların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için uğraşmalıyız. Alıntıdır... Diyabet:
Bağırsaklarınızda bulunan faydalı bakterilerin Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet) engellediğini biliyor muydunuz? Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı), çağımızın en önemli sağlık problemlerinden birisi haline geldi. Her geçen gün Şeker Hastalığına (Diabetes Mellitus, Diyabet) yakalananların sayısı artıyor. Ülkemizde şu anda 5 milyonun üzerinde Şeker hastası (Diabetes Mellitus, Diyabet hastası) olduğu biliniyor. Korkunç bir rakam! 2035 yılına kadar, Türkiye’nin dünyada Şeker hastalığının (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) en sık görüleceği ilk 10 ülke arasına gireceği tahmin ediliyor. Şeker hastalığının komplikasyonları daha da büyük bir bela: Kalp damar hastalıklarının bir numaralı risk faktörü Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı). Dünyadaki ölümlerin bir numaralı sebebi de kalp damar hastalıkları. Henüz yakın geçmişte açıklanan rakamlar, ABD’de uygulanan yağdan yoksun diyetlerin, beklendiği gibi Şeker hastalığının görülme sıklığını azaltmadığı, tam tersine arttırdığını gösterdi. Yani ağır diyetler uygulamak da toplum genelinde Şeker Hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) azaltmaya fayda etmiyor. Günümüzde Şeker hastalığının tedavisi için kullanılan ağızdan alınan ilaçlar ve insulin enjeksiyonları, sadece geçici olarak kan şekerini düşürmeye yarıyor ve hastalığı tedavi etmiyor. Bir kere Şeker hastası olan hasta, maalesef ömür boyu hastalığa mahkum ediliyor. Kullanılan ilaçların yan etkileri de cabası. Çünkü şeker hastalığı otoimmün bir hastalık, yani bağışıklık sisteminin pankreas dokusuna saldırmasıyla ortaya çıkıyor. Tedavi etmek için de, öncelikle bağışıklık sisteminin dengeli ve doğru çalışmasını sağlamanız gerekiyor, kan şekerini düşürmek yeterli olmuyor. Oysa doğal tedavi metodları ile Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) önlemek ve hatta tedavi etmek mümkün. Bunun en çarpıcı örneği, Probiyotikler: Vücudunuzda bulunan probiyotikler, Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) önleyebiliyor. Probiyotikler, vücudumuzda bulunan faydalı bakteriler. Bağışıklık sisteminin ilk savunma duvarı olarak görev yapıyorlar. Vücudumuzdaki sindirimi gerçekleştiriyorlar, K Vitamini, H vitamini ve Serotonin gibi sağlığımız için çok önemli maddelerin üretimini yapıyorlar. Zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını ve hastalık yapmasını engelliyorlar. Vücudumuz için hayati öneme sahipler. Probiyotiklerin yokluğunda, Şeker hastalığı, Romatizma, alerjiler, bağışıklık sistemi hastalıkları ve hatta kanser gibi pek çok hastalık gelişebiliyor. Probiyotikler çok kalabalıklar: Vücudumuzu oluşturan 10 trilyon hücre varken, probiyotiklerin sayısı, hücre sayımızın tam 10 katı: 100 trilyon probiyotiğimiz var vücudumuzda. Ilk probiyotiklerimizi normal doğum esnasında annemizin doğum kanalından geçerken alıyoruz. Anne sütü probiyotiklerin beslenmesini ve sayılarının artmasını sağlıyor. Fakat yaşam boyunca dengesiz beslenme ve kontrolsüz antibiyotik kullanımı gibi sebepler, probiyotik kaybına yol açıyor. Örneğin, bir kür antibiyotik kullanmak, vücudumuzdaki probiyotiklerin %90’ının ölmesine sebep oluyor. Dr. Danska liderliğinde yürütülen, Bern Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi ortak çalışmasında, bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakterilerin şeker hastalığını önleyen birtakım biyokimyasal maddeler ve hormonlar salgıladığı tespit edildi. Şu anda, bu keşiften faydalanarak, Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) tedavi edebilmek için faydalı bakterilerin (Probiyotiklerin) kullanılmasına dayalı bir tedavi geliştiriliyor. Bilim adamları, faydalı bakteri takviyesine dayalı bu tedavinin, Şeker hastalığı gelişmesini engelleyebileceği ve ömür boyu diyabet ilaçları almayı sona erdireceğini düşünüyor. Vücudumuzu tanırsak ve doğal hayatı koruyabilirsek ne kadar çok şeyi başarabileceğimizin farkında mısınız? Sadece bağırsaklarınızdaki faydalı bakterileri destekleyerek Şeker hastalığını engelleyebiliyorsunuz. Üstelik hiçbir yan etki olmadan!
(06-12-2018, Saat: 14:27)Cylon demiş ki: Mehmet abi yaptığımız iş sadece asgari ücretle çalışanlar için ek gelir kapısı değil. Yakın gelecekte Network marketing denilen ağ pazarlamacılığı üzerinden yürüyecek tüm ticaret. Şimdi bile öyle değilmi aslında. Türkiye’deki Hepsiburada, gittigidiyor,trendyol,sahibinden gibi şirketler Dünyadaki Amazon,ebay aliexpress vs tüm bu şirketler de aslında Network marketing işi yapıyor. Ürünlerin ucuz olmasının sebebi de aracıların olmaması ve işçi dükkan masrafı olmaması gibi düşünebiliriz. Şu an ben burdan bile Amazon’da hesap açıp ürün alıp satabiliyorum ki onu da yapacağım birkaç hafta içinde. Girişimci olan kişi aç kalmaz, evde oturdukça kimse kimseye para vermez . Network marketing işinde elinde bir sermaye olmasına gerek yok. En güzel yanı da bu. Ben çok pişmanım neden 30 yaşıma kadar bu işlerle hiç ilgilenmedim diye. Neden ayda hiç yoktan extra 2000-3000 tl kazandıracak bir işi araştırmadım diye.
Birde şunu anlamıyorum. Ay sonunda maaşım garanti olsun asgari ücret olsun mantığını. Birde 8-10 saat çalışarak. 1600 tl maaş kime yeter abi. Ev kira ise 1000 tl zaten vs.Ama diyorum ki şu an iş teklifinde bulunduğum kişilere 3 ay sabret bunu iş olarak gör ve uğraş 3 ay sonra min 2000 tl alıcaksun. 4. Aydan itibaren çalışmaya devam edersen üst sınırı olmadan para kazanacaksın. Güzel paralar kazanınc Bir deneyeyim ek iş olsun diye başladığın şey asıl mesleğine dönüşebilir. Bir çok örneğini gördüm. Birde sistemin ekibin oturdukça, ürünlerin kalitesini gördükçe daha da bu işe sarılacaksın. Ben açıkça söyleyeyim su an calisiyorum ve cok şükür maaşimi aliyorum. İşten çıkarilma ihtimalim yuksek. Şimdi bu işe başladım.Kriz geliyor ve yarınımın ne olacağını bilemiyorum. Bu sebeple kendi işimi ekibimi kuruyorum. Herkes hedefini büyük tutmalı bugününü düşünen yarın olunca yine içinde bulunduğu günü düşünür. Ama yarınını 1 ay sonrasını düşünen geleceğini inşa eder. Bu işin peşinden sabah akşam koşturuyorum. Ben sistemimi 1 kere kuracağım ve 3 sene sonrada 13 sene sonrada burdan para kazanacağım Allah’ın izniyle.
amazon konusunda seni uyarmak istiyorum.
drop-shipping denilen olayi sakin yapma. ornegin A urununu biryerde 5tl ye buldun, amazonda herkes onu 10 tl ye satiyor. musteri senden bu urunu 9tl den siparis gecti ve sen 5tl ye satan yerden siparisi musteri adina gonderiyorsun. bunu yaptigin zaman amazon hesabini kapatiyor.
baska bir nokta da surda. koctasta B ureticisinin urununu gordun. bunu magazan satin aldin ve amazondan satiyorsun. B ureticisi bu urunu sattigini gorurse ve kendisinden baska kimseye amazonda satis yaptirmiyorsa, hakkinda sikayetci oluyor. hesabin kapaniyor. amazon sana soruyor ki urunu nerden temin ediyorsun. bize kanit gonder. sen yazar kasa fisini gonderirsen hesabin bir daha acilmamak uzere kapaniyor.
gelelim baska bir ilginc noktaya daha. ornegin bilindik marka, bilgisayar veya giyim ..vs. markanin urunlerini satmaya calisiyorsun. bu markalarin bazi kurallari var. diyor ki, benim yetkili saticim degilsen ve urunumu amazonda satmaya kalkarsan, urun basina su kadar cezasi var. yetkili saticilarin haklarini koruma kurali. amazon sana faturasini kesiyor. oyle 100-200 degil. dell markasinin urununu amazonda satmanin cezasi $1000-$1500.
urunu kendin ithal ediyorsan, toptan olarak firmadan cekip stok yapiyorsan, kendin uretiyorsan; o zaman sorun yok.
son olarak amazonda saticinin bir onemi yok. musteri herseyden daha onemli. musteriye yapmamis olsan bile sattigin urunden sikayetci olursa, amazon musteriyi degil seni harciyor.
Drop shipping olayından arkadaslarim var çok güzel paralar kazanıyor. Olay şu ABD amazondan ürün alıp canada amazondan ürün satıyorum. Sadece telefon kılıfından 10-15 arası kazanan arkadaşım var. Canada'daki adam ben ürünü kendi ülkemden alıyorum daha fazla güvenilir diyerekten benden alıyor. Buna Amazon yasak koyabilir sıkıntı yok. Ama yıllardır bu işi yapanlar olduğundan artık sıkıntı yok. Ki oldu da Amazon bunu anladı diyelim ne zararım olacak. Hiç zararım olmayacak anlayana kadar zaten kazanacağım. Taş atipta kolum mu yorulcak tabi ki hayır bir tık'lik işi var. Bir sermaye mi gerekiyor tabi ki hayır zaten canada'daki adam benden aldıktan sonra ben ABD'den ürün alacağım. Diğer dediklerin doğru yasaklı ürünler var onları satmayacaksin tabi. iPhone şarj kablosu satmak yasak ama i phone uyumlu kablo serbest Vs vs konu bildiğimiz bir konu ve deneyeceğim... Girişimci olmak lazım bu devirde abi bir firmaya para yatirmadan ne yapılabiliyorsa yapmak lazım... Çiftlik bank gibi ver 1000 seneye gel al 3000 olayı olmayan tüm gerçek sirketleri araştırmak lazım. OGANSİA işimiz de öyle. Firma bir saadet zinciri işi değil. Çalışırsan kazanacağın bir firma. Para yatirmadan yapılabilecek en güzel işler network marketing işidir. Olursa olur olmazsa zaten bir kaybın yoktur.