Arkadaşlar uzun zamandır yoğunluktan foruma girecek zamanı bile zor buluyordum. Biraz rahatladım bu aralar. Aracımla ilgili konuyu açayım dedim. Zamanla aracıma yaptığım ya da aracın bana yaptığı şeyleri burda paylaşmayı düşünüyorum.
Aracı 26 Nisan 2016'da 104.000 km'de aldım. Şimdi 136 binlerde olması lazım emin değilim
Tüm baskılara ve olumsuz yorumlara rağmen Suzuki swift ile takas ederek ormancıyı almıştık. Aracı ilk aldığımda eşim acaba büyük araç kullanabilecek mi diye çekiniyorduk. Bir iki gün sonra küçük arabadan çok daha rahat ve güvende kullandığını farkettik. Aracın görüş açısı, aynalarının büyük olması ve yüksek olması çok büyük avantaj olmuştu.
Aldığım zamanki fotoğrafı:
Aracı aldığımda arıza ışığı yanıyordu P0171. Bir kaç ay aralıklı olarak silerek devam ettim. Belki bir yıldan fazla zaman oldu yanmıyor. Bakımlarla ilgili olabilir.
Seconder hava pompası bozuldu, Argos'ta iptal ettirdim.
Sol ön cam motoru bozuldu, değiştirdim. Ertesi gün yandı Camı otomatik tamamen kaldıran tuş takılı kalmış cam durmadan yukarı kaldırıyordu. Cam motorunun kollektörünü yeniden sardırıp otomatik tamamen kaldırma olayını iptal ettim.
Radyatör soğutma konusunda yetersiz kalıyordu (yazın en sıcak zamanlarında çok yüksek hızlarda seyredince ibre yukarı doğru hareket etmeye başlamıştı). Tork garajda büyük radyatör taktırdım.
Köyde kaza yaptım. Yetkili servis 16 bin TL civarı masraf çıkardı. Kaskodan yaptırdım.
Bir de geçen ay radyatör hortumu çatladı. Hemen farkedip hortumları değiştirdik. Daha önce ustaya değiştir dememe rağmen iyi durumdalar gerek yok demişti.
Ha... Bir de sağ ön camdan rüzgar sesi geliyor. Mehmet abinin taktiğini denemeden önce daha az geliyordu : : Fırsat bulunca tekrar çalışacam
Piyasanın en korkulan markası olan Subaru'nun belki de en korkulan modeli olan bu araçla ilgili 2 yılda başıma gelen olumsuzluklar bunlar.
Aracın hissettirdiği duygular ise paha biçilemez.
Bu 0-100 hızlanma videosu.
Aracın performansı inanılmaz. Bu güne kadar çeşit çeşit BMW, MERCEDES, AUDI vb araç ile çok güzel dalga geçtim : Bir tek A7 TDI Çeşme Otobanında geçti beni fakat ezilmedim : Araç son hızı soluksuz görüyor. Ara hızlanmalar ise çok çok iyi.
Merak edenler için aracın teknik özelliklerinden bahsedeyim. 230 HP, 320 NM tork. 4 ileri tam otomatik şanzıman var. Araçta Türkiye'de satılmayan otomatik WRX'in şanzımanı var. Sportshift seçeneği var. Yani eski kasalarda yokuş inerken, çıkarken vs kullanılması gereken(aksi zarar verebilir diye okumuştum) fakat uygulamada böyle olmayan 1-2-3-d konumlarından farklı olarak bir de tipronik kullanma seçeneği var. Performanslı kullanım için oldukça önemli ve gerekli bir özellik.
Araçta önceki kasadan farklı olarak VTD(Variable Tork Distribution-yani değişken tork dağılımı) tipi awd sistemi var. %45 ön %55 arka şeklinde güç aktarımı yapıyor. Bu şekilde %10'luk farkla arkadan itiş eğilimi var araçta. Bu da daha sportif kullanım hissi sunuyor. Ayrıca araçta arka LSD ve VDC(vehicle dynamics control) sistemi mevcut. Bu sistem normal araçlardaki ESP görevini görmeye ek olarak off road koşullarında boşta kalan tekere frenleme yaparak aynı akstaki diğer tekere güç iletilmesini sağlıyor. Bu da tek tekerden dahi çekiş olması durumunda aracı hareket ettirmeye olanak sağlıyor. Benim bu modeli tercih etmekteki başlıca sebeplerim bu paragraftaki özelliklerdi. Ek olarak da bej deri döşeme
Bu videolardan sonra bir kaç defa aracı diagonal test ettim(kuru havada). Tüm testlerde araçta pirelli yazlık lastik vardı. Hepsinde VDC off konumundayken çıktı. Arka LSD gerektiği şekilde çalışıyor sanırım
Aracı her türlü koşulda sınırları zorlayarak denedim. Ülkenin bir ucundan diğerine en ufak bir tutulma, ağrı vs yaşamadan gittim geldim. Araç çok rahat Asfaltta yarım milyonluk araçlarla yarıştım, arazide altının değmediği her yere gittim. Yazın saatler süren yayla yollarına tırmandım. Araç bir kere bile üzmedi. O taşlı çok bozuk yayla yollarında 2 hafta kadar kullandım arabayı. Hiç bir yerinden tıkırdama bile gelmedi :
Verçenik yaylasına giderken, Ormancı bulutların üstünde
Bu da Gito yaylasından bir görüntü
Aracın tek üzen tarafı yakıtı. Araç taahhüt ettiği değerlerden fazla bir yakıt yakmıyor. Fakat günümüz ekonomik koşullarında 15 litre şehir içi 8-9 litre şehir dışı benzin tüketimi çok kilometre yapan kişileri zorlayabilir. Bazen diyorum ki üzerine para koyacak duruma gelince bir tane XV alayım senede bir kaç bin TL tasarruf edeyim. Sonra eşim işten almaya geliyor. Biniyorum arabaya. Trafikte sıkıştırmaya kalkanlar olunca arabanın güçlü olmasının verdiği özgüvenle istediği manevrayı yapıp sıkıştırmaya kalkanları sıkıştırıyor : bazen güçsüz bir arabayla asla deneyemeyeceği aralara girip sıyrılıyor filan. Diyorum ki satmam bu arabayı Arabaya her binişimde ilk günkü gibi heyecanlanıyorum. Bir yerden bir yere keyifli bir yolculuktan sonra arabadan indiğimde sarılasım geliyor
Aracı 26 Nisan 2016'da 104.000 km'de aldım. Şimdi 136 binlerde olması lazım emin değilim
Tüm baskılara ve olumsuz yorumlara rağmen Suzuki swift ile takas ederek ormancıyı almıştık. Aracı ilk aldığımda eşim acaba büyük araç kullanabilecek mi diye çekiniyorduk. Bir iki gün sonra küçük arabadan çok daha rahat ve güvende kullandığını farkettik. Aracın görüş açısı, aynalarının büyük olması ve yüksek olması çok büyük avantaj olmuştu.
Aldığım zamanki fotoğrafı:
Aracı aldığımda arıza ışığı yanıyordu P0171. Bir kaç ay aralıklı olarak silerek devam ettim. Belki bir yıldan fazla zaman oldu yanmıyor. Bakımlarla ilgili olabilir.
Seconder hava pompası bozuldu, Argos'ta iptal ettirdim.
Sol ön cam motoru bozuldu, değiştirdim. Ertesi gün yandı Camı otomatik tamamen kaldıran tuş takılı kalmış cam durmadan yukarı kaldırıyordu. Cam motorunun kollektörünü yeniden sardırıp otomatik tamamen kaldırma olayını iptal ettim.
Radyatör soğutma konusunda yetersiz kalıyordu (yazın en sıcak zamanlarında çok yüksek hızlarda seyredince ibre yukarı doğru hareket etmeye başlamıştı). Tork garajda büyük radyatör taktırdım.
Köyde kaza yaptım. Yetkili servis 16 bin TL civarı masraf çıkardı. Kaskodan yaptırdım.
Bir de geçen ay radyatör hortumu çatladı. Hemen farkedip hortumları değiştirdik. Daha önce ustaya değiştir dememe rağmen iyi durumdalar gerek yok demişti.
Ha... Bir de sağ ön camdan rüzgar sesi geliyor. Mehmet abinin taktiğini denemeden önce daha az geliyordu : : Fırsat bulunca tekrar çalışacam
Piyasanın en korkulan markası olan Subaru'nun belki de en korkulan modeli olan bu araçla ilgili 2 yılda başıma gelen olumsuzluklar bunlar.
Aracın hissettirdiği duygular ise paha biçilemez.
Bu 0-100 hızlanma videosu.
Aracın performansı inanılmaz. Bu güne kadar çeşit çeşit BMW, MERCEDES, AUDI vb araç ile çok güzel dalga geçtim : Bir tek A7 TDI Çeşme Otobanında geçti beni fakat ezilmedim : Araç son hızı soluksuz görüyor. Ara hızlanmalar ise çok çok iyi.
Merak edenler için aracın teknik özelliklerinden bahsedeyim. 230 HP, 320 NM tork. 4 ileri tam otomatik şanzıman var. Araçta Türkiye'de satılmayan otomatik WRX'in şanzımanı var. Sportshift seçeneği var. Yani eski kasalarda yokuş inerken, çıkarken vs kullanılması gereken(aksi zarar verebilir diye okumuştum) fakat uygulamada böyle olmayan 1-2-3-d konumlarından farklı olarak bir de tipronik kullanma seçeneği var. Performanslı kullanım için oldukça önemli ve gerekli bir özellik.
Araçta önceki kasadan farklı olarak VTD(Variable Tork Distribution-yani değişken tork dağılımı) tipi awd sistemi var. %45 ön %55 arka şeklinde güç aktarımı yapıyor. Bu şekilde %10'luk farkla arkadan itiş eğilimi var araçta. Bu da daha sportif kullanım hissi sunuyor. Ayrıca araçta arka LSD ve VDC(vehicle dynamics control) sistemi mevcut. Bu sistem normal araçlardaki ESP görevini görmeye ek olarak off road koşullarında boşta kalan tekere frenleme yaparak aynı akstaki diğer tekere güç iletilmesini sağlıyor. Bu da tek tekerden dahi çekiş olması durumunda aracı hareket ettirmeye olanak sağlıyor. Benim bu modeli tercih etmekteki başlıca sebeplerim bu paragraftaki özelliklerdi. Ek olarak da bej deri döşeme
Bu videolardan sonra bir kaç defa aracı diagonal test ettim(kuru havada). Tüm testlerde araçta pirelli yazlık lastik vardı. Hepsinde VDC off konumundayken çıktı. Arka LSD gerektiği şekilde çalışıyor sanırım
Aracı her türlü koşulda sınırları zorlayarak denedim. Ülkenin bir ucundan diğerine en ufak bir tutulma, ağrı vs yaşamadan gittim geldim. Araç çok rahat Asfaltta yarım milyonluk araçlarla yarıştım, arazide altının değmediği her yere gittim. Yazın saatler süren yayla yollarına tırmandım. Araç bir kere bile üzmedi. O taşlı çok bozuk yayla yollarında 2 hafta kadar kullandım arabayı. Hiç bir yerinden tıkırdama bile gelmedi :
Verçenik yaylasına giderken, Ormancı bulutların üstünde
Bu da Gito yaylasından bir görüntü
Aracın tek üzen tarafı yakıtı. Araç taahhüt ettiği değerlerden fazla bir yakıt yakmıyor. Fakat günümüz ekonomik koşullarında 15 litre şehir içi 8-9 litre şehir dışı benzin tüketimi çok kilometre yapan kişileri zorlayabilir. Bazen diyorum ki üzerine para koyacak duruma gelince bir tane XV alayım senede bir kaç bin TL tasarruf edeyim. Sonra eşim işten almaya geliyor. Biniyorum arabaya. Trafikte sıkıştırmaya kalkanlar olunca arabanın güçlü olmasının verdiği özgüvenle istediği manevrayı yapıp sıkıştırmaya kalkanları sıkıştırıyor : bazen güçsüz bir arabayla asla deneyemeyeceği aralara girip sıyrılıyor filan. Diyorum ki satmam bu arabayı Arabaya her binişimde ilk günkü gibi heyecanlanıyorum. Bir yerden bir yere keyifli bir yolculuktan sonra arabadan indiğimde sarılasım geliyor