Dünyada ve doğal olarak Türkiye’de ozon tabakasının incelmesi ile başlayan 20-30 senedir gündemde olan bir iklim değişimi mevcut. Bu hepimizin malumu zaten. Benim bahsetmek istediğim şey bunlarla ilgili ama kamu oyuna nerede ise hiç gelmeyen başka bir şey: Manyetik Kutup Taklası.
Manyetik kutupların bize yansıması pusulanın kuzeyi göstermesi. Konunun uzmanlarınca bilinen bir şey vardır. Manyetik Kuzey ile Coğrafi Kuzey tam olarak örtüşmez. Arada bir kaç derece sapma vardır. Bir harita basıldığında , o seneki manyetik sapma kayıt altına alınır.
Biz pusulada sadece kuzeyi görüyoruz ama bu manyetik alan dünya iklimi için çok önemlidir. Ozon tabakasını şekli bu manyetik alana göre belirlenir. Ozon tabakası güneşin atmosfere giren radyasyon ışınlarını süzer. Yer yüzünü asıl ısıtan şey bu radyasyon yani UV ışınlarıdır. Bazen araba içini serinletmek için UV filtreli cam filmi taktırmamız bundan sebeptir. İş çok detaylı ben kabaca anlatıyorum.
Şimdi bilim adamları lav kayalarını incelerken dünyadaki manyetik kutupların her zaman Güney-Kuzey yönünde olmadığını görmüşler. Bazen Kuzey-Güney yönlüymüş. Ee ne var yani, pusula iğnesinin renk yönünü değiştirsek olur biter diyebilirsiniz.
İş öyle değil maalesef. Bu manyetik takla maalesef bir dakikada atılan bir şey değil. Manyetik yön kuzeyden güneye aşama aşama kayarken iklime yansıması ozon tabakasının şeklinin devamlı değişmesi, tabakanın kalınlaştığı yerler normal iklimine göre soğurken , inceldiği yerler ise aşırı ısınmakta. Bu aşırı sıcak soğuk değişiminden fırtınalar meydana gelmekte.
Dediğim gibi bilim adamları daha önce manyetik taklaların yaşandığını tesbit etmişler. Benim seneler önce izlediğim belgeselde yeryüzüne çıkan lavların soğurken içindeki demir cevherinin soğuma anındaki yönlerinden anlamışlardı bu gerçeği. Lav sıvı halde ve donduğunda demir cevher dünyanın o anki manyetik kutbunu göstermekteymiş.
Dünyadaki manyetik kutup ile coğrafi kutup arasındaki sapma kayıtlarını İngiliz donanmasında 350 yıllık kaydı tutuluymuş. Bilim adamları son 60-70 yılda sapma hızının aşırı şekilde arttığını belirtmekte.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-46909876
İsterseniz Türkçesi Manyetik Kutup Taklası
https://www.google.com/search?q=manyetik...s-wiz-serp
İngilizcesi Magnetic Polar Shift
https://www.google.com/search?q=magnetic...s-wiz-serp
Bize etkisi bunların ne? En büyük etkisi iklim daha da kötüleşecek, denize sıfır evler popülerliğini zaman içinde yitirecek. Küresel iklim olayları bütün dünyayı vuracak. Yangınların bu kadar yoğun olmasının asıl sebebi bu. Akdenizde geçen sene görülen tropik fırtanalar, Karadenizdeki kayıtlı tarihimizde görmediğimiz sel felaketleri. Deniz suları aşırı ısındı, tropik fırtınanın asıl sebebi deniz suyu sıcaklığıdır.
Bu günceldeki bizim fark ettiklerimiz. İş adamları çatır çatır uzaya GPS uyduları fırlatıyor. Pusula güven vermez ise tek seçenek uydular kalacak. Gates geçen yıl uzaya UV ışınlarını filtreleyecek kireç taşı tozu serpmeyi aklına getirdi.
Günümüzdeki bazı şeyleri anlamak için geçmişe bakmak lazım. Profesör Saraçoğlu bir konuşmasınsa Anadoludaki tıbbı bitkilerin kalitesini, daha önce üç kez yaşandığı farkedilen buzul çağının Anadolu/ Mezopotamya coğrafyasını o kadar etkilememesine bağladı. Yani bizim yaşadığımız topraklar ve Mezopotamya buzul çağında buzlarla kaplanmamış. Bu sebepten bitki ve hayvan insanla beraber evrilmiş. Bizim yaşadığımız coğrafyada zehirli bitki ve insana zararlı hayvan türlerinin azlığını bu sebepten olduğunu söyledi. Tıbbi bitkilerde aynen bu şekilde günümüzdeki insan hastalıklarının tedavisinde daha etkinmiş.
Bu gerçeklik çok ciddi bir şey. Bu demektir ki, dünya buzul çağına girer ise, dünya üzerindeki az sayıda yaşanabilecek topraklar Türkiye, İran, Suriye, Irak gibi ülkelerin bulunduğu coğrafya.
Ben uluslar arası siyasete biraz da bu yönden bakıyorum nicedir. Gittikçe fazla şekilde dile getirilen nüfus, üreme, siyasi karışıklıklar, coğrafi savaşlar, küresel salgınlar manyetik taklanın etkileri başlığı altında daha anlamlı geliyor.
Çevresel duyarlılık falan da öyle. İnsanlara gündem vermesen ne konuşacak bu millet bu felaketler için. Bir zamanlar, egzoz gazları sera gazı oluşturuyordu, artık iş hayvanların yiyip içtiği ve çıkardığı gaza geldi. Ha etkisi yok mu var ama ne sorunun asıl kaynağı, ne de nihai çözümü. Kutupların yer değişimi başladı bir kere. Başlaması erken oldu, belki birileri bu kadar atom bombasını niye patlattı bu adi devletler diye sorar. En son bir devlet okyanusta atom bombası patlattı.
Bize düşen şey artık şu, iklim daha iyiye gitmeyecek. Bu küresel blr şey. Gıda problem olacak. Türkiye dahil eskiden buzul çağına girmeyen topraklarda siyasi çalkantı ve toplumsal huzursuzluk eksik olmayacak. Burada yaşayanlar eksilsin ki, gelecekte güvenli bölgelerde yer açılsın durumu. Devletler ve milletler buna göre şekillenmeğe başladı bile.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Manyetik kutupların bize yansıması pusulanın kuzeyi göstermesi. Konunun uzmanlarınca bilinen bir şey vardır. Manyetik Kuzey ile Coğrafi Kuzey tam olarak örtüşmez. Arada bir kaç derece sapma vardır. Bir harita basıldığında , o seneki manyetik sapma kayıt altına alınır.
Biz pusulada sadece kuzeyi görüyoruz ama bu manyetik alan dünya iklimi için çok önemlidir. Ozon tabakasını şekli bu manyetik alana göre belirlenir. Ozon tabakası güneşin atmosfere giren radyasyon ışınlarını süzer. Yer yüzünü asıl ısıtan şey bu radyasyon yani UV ışınlarıdır. Bazen araba içini serinletmek için UV filtreli cam filmi taktırmamız bundan sebeptir. İş çok detaylı ben kabaca anlatıyorum.
Şimdi bilim adamları lav kayalarını incelerken dünyadaki manyetik kutupların her zaman Güney-Kuzey yönünde olmadığını görmüşler. Bazen Kuzey-Güney yönlüymüş. Ee ne var yani, pusula iğnesinin renk yönünü değiştirsek olur biter diyebilirsiniz.
İş öyle değil maalesef. Bu manyetik takla maalesef bir dakikada atılan bir şey değil. Manyetik yön kuzeyden güneye aşama aşama kayarken iklime yansıması ozon tabakasının şeklinin devamlı değişmesi, tabakanın kalınlaştığı yerler normal iklimine göre soğurken , inceldiği yerler ise aşırı ısınmakta. Bu aşırı sıcak soğuk değişiminden fırtınalar meydana gelmekte.
Dediğim gibi bilim adamları daha önce manyetik taklaların yaşandığını tesbit etmişler. Benim seneler önce izlediğim belgeselde yeryüzüne çıkan lavların soğurken içindeki demir cevherinin soğuma anındaki yönlerinden anlamışlardı bu gerçeği. Lav sıvı halde ve donduğunda demir cevher dünyanın o anki manyetik kutbunu göstermekteymiş.
Dünyadaki manyetik kutup ile coğrafi kutup arasındaki sapma kayıtlarını İngiliz donanmasında 350 yıllık kaydı tutuluymuş. Bilim adamları son 60-70 yılda sapma hızının aşırı şekilde arttığını belirtmekte.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-46909876
İsterseniz Türkçesi Manyetik Kutup Taklası
https://www.google.com/search?q=manyetik...s-wiz-serp
İngilizcesi Magnetic Polar Shift
https://www.google.com/search?q=magnetic...s-wiz-serp
Bize etkisi bunların ne? En büyük etkisi iklim daha da kötüleşecek, denize sıfır evler popülerliğini zaman içinde yitirecek. Küresel iklim olayları bütün dünyayı vuracak. Yangınların bu kadar yoğun olmasının asıl sebebi bu. Akdenizde geçen sene görülen tropik fırtanalar, Karadenizdeki kayıtlı tarihimizde görmediğimiz sel felaketleri. Deniz suları aşırı ısındı, tropik fırtınanın asıl sebebi deniz suyu sıcaklığıdır.
Bu günceldeki bizim fark ettiklerimiz. İş adamları çatır çatır uzaya GPS uyduları fırlatıyor. Pusula güven vermez ise tek seçenek uydular kalacak. Gates geçen yıl uzaya UV ışınlarını filtreleyecek kireç taşı tozu serpmeyi aklına getirdi.
Günümüzdeki bazı şeyleri anlamak için geçmişe bakmak lazım. Profesör Saraçoğlu bir konuşmasınsa Anadoludaki tıbbı bitkilerin kalitesini, daha önce üç kez yaşandığı farkedilen buzul çağının Anadolu/ Mezopotamya coğrafyasını o kadar etkilememesine bağladı. Yani bizim yaşadığımız topraklar ve Mezopotamya buzul çağında buzlarla kaplanmamış. Bu sebepten bitki ve hayvan insanla beraber evrilmiş. Bizim yaşadığımız coğrafyada zehirli bitki ve insana zararlı hayvan türlerinin azlığını bu sebepten olduğunu söyledi. Tıbbi bitkilerde aynen bu şekilde günümüzdeki insan hastalıklarının tedavisinde daha etkinmiş.
Bu gerçeklik çok ciddi bir şey. Bu demektir ki, dünya buzul çağına girer ise, dünya üzerindeki az sayıda yaşanabilecek topraklar Türkiye, İran, Suriye, Irak gibi ülkelerin bulunduğu coğrafya.
Ben uluslar arası siyasete biraz da bu yönden bakıyorum nicedir. Gittikçe fazla şekilde dile getirilen nüfus, üreme, siyasi karışıklıklar, coğrafi savaşlar, küresel salgınlar manyetik taklanın etkileri başlığı altında daha anlamlı geliyor.
Çevresel duyarlılık falan da öyle. İnsanlara gündem vermesen ne konuşacak bu millet bu felaketler için. Bir zamanlar, egzoz gazları sera gazı oluşturuyordu, artık iş hayvanların yiyip içtiği ve çıkardığı gaza geldi. Ha etkisi yok mu var ama ne sorunun asıl kaynağı, ne de nihai çözümü. Kutupların yer değişimi başladı bir kere. Başlaması erken oldu, belki birileri bu kadar atom bombasını niye patlattı bu adi devletler diye sorar. En son bir devlet okyanusta atom bombası patlattı.
Bize düşen şey artık şu, iklim daha iyiye gitmeyecek. Bu küresel blr şey. Gıda problem olacak. Türkiye dahil eskiden buzul çağına girmeyen topraklarda siyasi çalkantı ve toplumsal huzursuzluk eksik olmayacak. Burada yaşayanlar eksilsin ki, gelecekte güvenli bölgelerde yer açılsın durumu. Devletler ve milletler buna göre şekillenmeğe başladı bile.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi