Belki yeri değil ama ben de bu vesileyle bir CVT anımı not edeyim. 2016'da bir yakınıma sıfır Honda Jazz aldık. Yetkili servise bakımları için ben götürüyordum aracı. 2. yıl bakımına götürdüğümde rutin bakıma ek olarak şanzıman yağını değiştireceklerini söylediler. "Neden?" dedim. "2 yılda bir değişmesi gerekiyor" dediler. "Tamam 2 yıl oldu ama kitapçıkta 2 yıl / 40 bin km. yazıyor. Bu araç daha 2 bin km.de. Biraz erken değil mi şanzıman yağı için?" dedim. "Yaptırmazsanız garantiniz bozulur." dediler. Aklıma yatmasa da kabul ettim, şanzıman yağı da değişti.
İki sene sonra aynı öykü bir kez daha yaşandı. Araç ise henüz 4 bin km.ye gelmemişti. Bu sefer dersimi çalıştım. Malum bu araçlar sadece bizim memlekette değil, her yerde satılıyor. Yurt dışında dağıtılan kitapçıklarını buldum. Meğer "ağır koşullarda" çalışan Hondalarda CVT şanzıman yağının 2 yıl / 40 bin km.de bir değişmesi gerekirmiş. Araç ağır koşullarda çalışmıyorsa değişim zamanı 4 yıl / 80 bin km. imiş. (Bkz. Sayfa 478. :
https://www.honda.co.uk/content/dam/loca...Manual.pdf) "Ağır koşullar"ın ne olduğu da tanımlanmış. Sıfırın altında kısa mesafe kullanım, 35 derecenin üzerinde uzun süre kullanım, uzun süre rölantide bırakma ya da dur-kalk trafikte ilerleme, yük çekme, dolu-portbagajla seyahat etme, dağlarda kullanma vs. (Özetle aracı zorlama...) Hal bu iken, bizim Honda Türkiye, hiç araçların ne şekilde kullanıldığına bakmadan tüm araçları ağır koşullarda kullanılıyorlarmış gibi kabul edip, zırt pırt CVT yağlarını değiştirmeye zorluyor. Oysa bizim araç garajda yatıyor, hafta sonlarında akan trafikte keyif için kullanıyor. 4 bin km. de tekrar yağ değişimine zorlandığımda, doğru bilgiyi kendileriyle paylaştım. "Parasında değilim ama bu yağlar ithal, yazıktır, günahtır" dediğim halde "garantiniz yanar" dediklerinde, "o zaman, hadi size iyi günler" dedim ve çıktım Ankara'daki yetkili Honda servisinden. Bir daha da önünden geçmem.
Bu anımı şu nedenle paylaştım. Gerek CVT, gerekse diğer tüm bakım malzemeleri bakımından aslında araçlarımızı nasıl kullandığımızı da dikkate almalıyız. Elbette üreticinin kitapçığında yazılı bakım süre ve km.ne riayet etmeliyiz. Bununla birlikte eğer aracımızı zorlanmasına neden olacak koşullarda kullanmış isek bakımlarını erkenden yaptırmalıyız. Benim paylaştığım örnekteki gibi kural dışı, aracın çok hafif kullanıldığı durumlarda ise bakım aralıklarını azıcık uzatmaktan (ya da size akla ve mantığa aykırı bir şeyi zorla yaptırmaya kalkanlara "hayır" demekten) bir zarar gelmez bence.
Merak eden olursa, araç hala 4 bin km. de. Satılık değil.