![[Resim: subaru-boxer-awd-tarihi.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-boxer-awd-tarihi.jpg)
Bazı otomobil markaları vardır birçok seveni olduğu gibi antipatik bulanların sayısı da hiç az değildir. Bu duruma örnek olarak; hem geçmiş tecrübelerimizden hem de sosyal medya hesaplarımız üzerinden yapılan çeşitli yorumlardan VW markasını rahatlıkla gösterebiliriz. Diğer taraftan bu durumdan farklı olarak başka otomobil markalar vardır, çok yüksek satış adetlerine sahip olmamalarına rağmen sempatizan sayısı oldukça yüksektir ve sevmeyeni de oldukça az sayıdadır. Bize göre bu tip markalardan bir tanesi de şüphesiz Japon Subaru markasıdır.
Subaru’yu anlatmaya ilk olarak logosundan başlayalım;
Elips şekli içinde ve mavi fon üstünde yer alan yıldızlar, Pleiades yıldız kümesinden geliyor ve bu küme de Taurus takım yıldızı içinde yer alıyor. Japonca’da bir kümeyi meydana getiren elemanlar (İngilizce: Unite) olarak da tercüme edebileceğimiz Subaru kelimesi işte bu yıldızları temsil ediyor. En büyük yıldız Grubun en büyük şirketi Fuji Heavy Industries’i temsil ederken diğer 5 yıldız da Subaru Otomobil Bölümü ve diğer Fuji şirketlerini temsil ediyor. Logonun tümü için de Fuji Grup demek yanlış olmayacaktır. Kısacası Subaru markası aslında logonun içindeki küçük yıldızlardan bir tanesidir de diyebiliriz.
![[Resim: subaru-logo.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-logo.jpg)
[img=640x0]http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-logo.jpg[/img]
Şimdi Subaru’nun tarihine göz atalım;
İlk olarak 1915 yılında Chikuhei Nakajima tarafından bir uçak araştırma laboratuvarı olarak kurulan markanın adı 1930’lu yıllarda Nakajima Uçak olarak anılıyordu. 2. Dünya Savaşı sırasında Japon Ordusu’nun en büyük savaş uçağı tedarikçilerinden birisi olan olan Nakajima, 37 farklı uçak modelini 1927-1945 yılları arasında tasarlayıp üreterek büyük bir başarıya imza atmıştır. Ayrıca 2.Dünya Savaşı’nın son zamanlarında 2 farklı jet uçağı tasarlamış ancak Almanya ile beraber savaşı kaybetmesi nedeniyle üretime geçememiştir. Nakajima’nın uçak üretmesi de savaşın kaybedilmesi nedeniyle Müttefik Kuvvetleri tarafından yasaklanmıştır.
![[Resim: NakajimaKikka.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/NakajimaKikka.jpg)
1945 Nakajima Kikka prototip 2.Dünya Savaşı jet uçağı modeli
Savaş sonrasında ise yeniden yapılanmaya giden Nakajima, 1946 yılında Fuji adını almış ve şirket, elinde kalan uçak parçaları ile Fuji Rabbit marka scooter motosikleti imal etmiştir. Oldukça büyük rağbet gören bu model 1940’lı yıllarda üretilen Amerikan Powell Streamliner’dan esinlenerek tasarlanmış ve scooter tipinde motosikletleri ile ünlü Vespa markası üretime geçmeden 6 ay önce satışa çıkmıştır.
![[Resim: fuji-rabbit.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/fuji-rabbit.jpg)
[img=640x0]http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/fuji-rabbit.jpg[/img]
Fuji Rabbit’in ilk örneklerinden bir tanesi
Fuji Rabbit modelinin üretilmesinden 1950’nin ilk yıllarında küçük firmalara bölünen Fuji artık bir Grup olmuştur ve başta scooterlar olmak üzere motor, fayton ve benzeri şeyleri üretmeye başlamıştır. 1953 yılında 5 firma olarak faaliyet gösteren Grup, bu tarihten sonra artık Fuji Heavy Industries adını almıştır. Aynı yıl Fuji’nin CEO’su Kenji Kita artık araba üretmenin zamanının geldiğini düşünerek bir hamle yapmış ve Subaru markası Grubun 6.şirketi olarak kurulmuştur ve 6 yıldızlı logo da bu zamanlarda ortaya çıkmıştır.
![[Resim: subaru-logo-1953.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-logo-1953.jpg)
1954 yılında Subaru 1500 adında 20 adet otomobil üretilmiş, bu araçlardan 6 tanesi 3 farklı Japonya şehrinde taksi firmalarına verilmiş ve başarılı sonuçlar almıştır. Peugeot üretimi 1.5lt 4 silindir 47ps-54ps olarak 2 farklı güç seçeneğine sahip 1500 modeli Subaru’nun önden motorlu ve arkadan çekişli ilk modeli olduğu gibi bu unvanını 2012 yılında aynı özelliğe sahip olan Subaru BRZ modeli üretilmeye başlayana kadar da korumuştur. Ancak 1500 modeli Subaru markasının ilk modeli olsa da 20 adet ile seri üretim denemeyecek kadar az sayıda üretilmişti ve onun için bir nevi deneme amaçlı model de denilebilirdi.
Seri olarak 1958-1971 yılları arasında üretilen ilk Subaru ise 0.35lt 2 silindirli motora sahip arkadan motorlu ve arkadan çekişli olan, görünümü ile de minyatür bir VW Beetle’ı andıran 360 modeliydi. Günümüzün en küçük otomobillerinden olan 2 kişilik Smart FourTwo modelinden bile küçük olan 360, birçok farklı ülkede büyük ilgi görmüş ve 400.000 adet satılarak Subaru’nun adını dünyaya duyuran ilk model olmuştur diyebiliriz.
![[Resim: subaru-1500-subaru-360.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-1500-subaru-360.jpg)
[img=640x0]http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-1500-subaru-360.jpg[/img]
Solda Subaru 1500 sağda Subaru 360
360 modelini ise 1961 yılında benzer bir motora ve aynı motor-çekiş düzeneğine sahip Van-Pikap kasa tiplerine sahip Sambar modeli izlemişti. Bu zamana kadar sıralı motorları tercih eden Subaru, 1966 yılında ise Subaru, Boxer motoru ilk kez olarak yeni tanıttığı 1000 modelinde kullanmaya başladı. Markanın ayrıca önden çekişli ilk modeli olan 1000, 1.0lt 4 silindir 55ps gücünde bir boxer motora sahipti.
Görüleceği gibi Subaru’nun günümüze kadar gelen Boxer motor geleneğinin temelleri 1966 yılında yani 50 yılın üstünde bir zaman önce atılmıştı. Şimdi ise bir başka Subaru geleneği olan Sürekli 4×4 çekiş sistemine göz atalım;
Önden çekişli ve Boxer motorlu Subaru 1000 modelinin yerini 1971 yılında Leone modeli almıştı. Coupe, Sedan ve Station kasa tiplerinin yanında 2 kişilik Pikap kasa tipi bile bulunan Leone, ilk olarak önden çekişli olarak üretilmeye başlansa da 1972 yılında sürekli 4×4 çekiş sistemi Station kasa tipinde opsiyonel olarak sunulmaya başlandı. Kasa tipine göre değişmek üzere 1.1lt, 1.2lt, 1.4lt ve 1,6lt 4 silindirli bloktan eksantrikli (OHV) Boxer motorlara sahip olan Leone, Subaru’nun en fazla çeşit sunduğu modellerin en önemlisi olmuştur.
Bu arada yukarıda da bahsettiğimiz gibi sürekli 4×4 çekiş sistemini ilke kez 1972 yılında kullanan Subaru, günümüzde birçok aracında sahip olduğu Boxer motor-4×4 çekiş sistemi kombinasyonuna bunda tam 45 yıl önce 1972 yılında Leone SW modeli ile kavuşmuştu. Üstelik herkesin kolaylıkla alacağı 4 kapılı ve seri üretim bir otomobilde 4×4 çekiş sistemi ilk kez Subaru Leone SW modelinde sunulmuştu.
Bu arada yukarıda da bahsettiğimiz gibi sürekli 4×4 çekiş sistemini ilke kez 1972 yılında kullanan Subaru, günümüzde birçok aracında sahip olduğu Boxer motor-4×4 çekiş sistemi kombinasyonuna bunda tam 45 yıl önce 1972 yılında Leone SW modeli ile kavuşmuştu. Üstelik herkesin kolaylıkla alacağı 4 kapılı ve seri üretim bir otomobilde 4×4 çekiş sistemi ilk kez Subaru Leone SW modelinde sunulmuştu.
![[Resim: subaru-leone_4wd_wagon.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-leone_4wd_wagon.jpg)
1972 Subaru Leone SW
1978 yılına gelindiğinde ise Subaru tarihindeki en sıra dışı ve ilgi çeken modellerinden bir tanesi olan Leone üzerinden geliştirilen Brat modeli tanıtılmıştı. Sürücü ve yanındaki yolcu için 2 kişilik bir kabine sahip, otomobil bazlı bir pikap modeli olan Brat, 4×4 çekiş sistemine, boxer motora ve yük kabininde üstü açık bir şekilde ters olarak konumlanan 2 kişilik koltuğa sahipti ve mükemmel çok yönlülüğü ile geniş bir hayran kitlesine sahip olmuştu. Subaru, 2003-2006 yılları arasında Legacy modelini baz alarak Baja modelini tanıtmış ve Brat modelini onurlandırmıştır.
![[Resim: subaru-brat-1972.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-brat-1972.jpg)
[img=640x0]http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-brat-1972.jpg[/img]
Üstte Subaru Brat altta Subaru Baja
1980 yılına gelindiğinde ise Subaru Tecnica International (STI) kurucusu Noriyuki Koseki, markanın artık rallilerde boy gösterme zamanının geldiğini açıkladı ve aynı yıl Subaru, WRC’nin (World Rally Championship) birkaç yarışında Leone modelinin farklı versiyonları ile yer aldı. 1986 yılında ise WRC’de Sürekli 4 çekiş sistemini ve 1.8lt turbo motoru beraber kullanan tek marka Subaru olmuştu. Böylece Subaru turbo besleme sistemine de ısınmaya başlamıştı.
Bu arada marka 1972-1992 yılları arasında ürettiği KEI CAR olarak adlandırılan çok küçük boyutlara sahip REX modelinin 2.jenerasyonuna 1983 yılında turbo beslemeyi ekledi. 544cc hacminde sıralı 2 silindirli turbo motora sahip olan bu model 4×4 çekiş sistemine sahip bir modeldi. Bir sonraki jenerasyon REX modelinde ise 658cc 4 silindirli motora Subaru’nun geçmiş ve gelecek alışkanlıklarının aksine turbo boşluğundan kurtulmak için Supercharger sistemi uygulanmıştı ve araç 65ps güce sahipti.
Diğer taraftan Subaru markasının birçok ülkede yaygınlaşmasını sağlayan modellerden bir tanesi de şüphesiz 1989 yılında üretilmeye başlanan Legacy modelidir. Daha önce üretilen Subaru modellerinden daha modern bir görünüme sahip olan model 4 kapılı Sedan ve 5 Kapılı SW olarak iki farklı kasa tipine sahipti. Önden çekişli olarak tasarlanan araçta sürekli 4×4 sistemi ise opsiyon listesinde yer alıyordu. En üst seçenek olan RS versiyonunda ise 2.0lt hacminde turbo beslemeye 211ps güce sahip sahip bir Boxer motor bulunuyordu ve 4×4 sistemi ile döneminin dikkat çeken araçlarından bir tanesi olmuştu.
Bu arada Legacy’nin çok ama çok ilginç de bir rekoru bulunuyordu. 100.000km boyunca sadece sürücü değişimi için durulan hız ve dayanıklılık mücadelesinde Legacy, pisti 221km/saat hız ortalaması ile 447 saat, 44 dakika ve 9887 saniyede tamamlayarak rakipleri arasında 1. olmuştu ve bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Kısacası Legacy modeli markanın adını daha da fazla duyurması açısından önemli dönüm noktalarından bir tanesidir diyebiliriz.
![[Resim: subaru-legacy-2.0-turbo-4wd-1989.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/subaru-legacy-2.0-turbo-4wd-1989.jpg)
1992 yılına geldiğimizde ise markanın günümüzde bile en iyi bilinen modeli Impreza piyasaya çıktı. Diğer taraftan bu kasanın bu kadar popüler olmasının en büyük nedeni ise 2.0lt turbo motora, 4×4 çekiş sistemine, sınırlı kaymalı diferansiyele ve oldukça etkili bir sportif gövde kitine sahip olan WRX versiyonuydu.
[/url]
Turbo’nun sadece performanslı araçlarda kullanıldığı bir dönemde sedan kasa tipiyle ortaya çıkan Impreza WRX hem ülkemizde hem de tüm dünyada deprem etkisi yaratmıştı. Subaru Ralli Takımı tarafından kullanılan aracın ehlileştirilmiş bir versiyonu gibi duruyordu ve tekniği de oldukça benzerdi. Kısacası ralli parkurlarından caddelere bir araç WRX’den daha iyi inemezdi diye düşünüyoruz.
1992 yılında tanıtılan 2.0lt sıralı 4 silindirli 16 supap turbo-benzin 211ps güce sahip versiyonun adı GT olarak anılıyordu ancak 1993 yılında 240ps güce sahip motor ile beraber adı WRX olarak değiştirildi. 1994 yılında ise güç daha da arttı ve 260ps’e çıktı. 1996 yılında ise motor gücü 280ps’e kadar yükseltildi. 2000 yılında tanıtılan ve sadece 300 adet üretilen WRX STI modelinde güç zirve noktasındaydı ve 305ps olarak güncellenmişti. Bu arada aracın ağırlığının da 1250kg’ın heme üstünde olduğunu hatırlatmak isteriz. 153ps/lt güç/hacim oranı ve ton başına sunduğu 240ps güç ise günümüzde bile oldukça ciddi değerler olarak öne çıkıyor. Bu sayede araç 0-100km hızlanmasını 5 saniyenin altında tamamlayabiliyordu.
![[Resim: 2000_Subaru_Impreza_WRX_sedan.jpg]](http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/2000_Subaru_Impreza_WRX_sedan.jpg)
[url=https://2.bp.blogspot.com/-2OqM325gCjk/V5xqKl1eYcI/AAAAAAAA0Z0/ZyRD5_k1814KA7ZdjJEV4Ll5Uq24yglOwCLcB/s1600/2000_Subaru_Impreza_WRX_sedan.jpg][img=640x0]http://www.sekizsilindir.com/wp-content/uploads/2017/03/2000_Subaru_Impreza_WRX_sedan.jpg[/img]
1999 Subaru Impreza WRX
Yukarıda bahsettiğimiz modellerin sonrasında ve günümüzde daha farklı Subaru modelleri de mevcut ancak biz Subaru’nun bu günlere gelmesinde en fazla önem araz eden modellere yer vermeyi uygun gördük. 1950’li yıllardan günümüze kadar tanıtılan bu modellerin büyük bir çoğunluğu markanın diğer üreticilerden daha farklı olma çabasını açık bir şekilde gösteriyor. Öyle ki günümüzde üretilen modellerinde hala Boxer motoru ve 4×4 çekiş sistemini tercih eden marka bu alışkanlıklarından vazgeçmiyor. İşte bu nedenle satışları çok olmasa da seveni bol sevmeyeni az ve kendine has geleneklere sahip az sayıdaki otomobil markasından bir tanesi olarak saygı duyuluyor ve seviliyor. Bu da onu diğer markalardan ayırıyor diyebiliriz.
Sekizsilindir sitesinden alıntıdır.